Examples of using "наследство" in a sentence and their turkish translations:
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Büyük bir mirasa kondum.
Tom, miras iddiasında bulundu.
Tom tüm mirasını boşa harcadı.
Kendisine kalan mirası bir káse mercimeğe sattı.
Büyük bir servete konacak.
O, kaleyi miras olarak aldı.
Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.
Tom kesinlikle amcasından evi miras alacağını ummuyordu.
Babam bana büyük bir miras bıraktı.
şimdi bir düşünsenize size böyle bir miras kalsa hayatınızda neler değişir
Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.