Examples of using "местность" in a sentence and their turkish translations:
Bu çok ciddi bir arazi!
Bakın, ileride büyük bir açıklık var.
Kırsal bölge güzeldir.
Bölgeyi iyi tanıyor musun?
Şu bölgeye baksanıza.
Çok kafa karıştırıcı bir arazi.
Manzara bana tanıdık değil.
Tom alanı tanıyor.
araziyi haritalayan, olası engelleri teşhis edendir.
Büyük Kanyon tam bir bakir doğa
...sekiz gözüyle manzarayı iyice içine çeker.
Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.
Tom bu alanı avucunun içi gibi biliyor.
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
en başta yapabileceğiniz en iyi şey kuşbakışı bir görüşe sahip olmaktır.
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Tom bu alanı çok iyi bilir.
- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.