Examples of using "марку" in a sentence and their turkish translations:
Zarfın üzerine bir pul yapıştırın.
Zarfa pul yapıştırdın mı?
Bir pul istiyorum, lütfen.
Bir zarf ve bir pul, lütfen.
Pulu zarfa yapıştırmayı unutma.
O pulu mektuba yapıştırdı.
O zarfın üzerine bir pul yapıştırdı.
Hangi marka sigara içiyorsun?
Bu marka kahveyi tavsiye ederim.
80 yenlik bir pul istiyorum, lütfen.
Bana bir hava posta pulu verin lütfen.
Ben zarfın üzerine pul yapıştırmayı unuttum.
Zarfın üstüne bir pul daha yapıştırın.
Tom zarfa bir pul yapıştırmayı unuttu.
Zarfa bir pul yapıştırmayı unuttum.
Lütfen bana 80 yenlik bir pul verin.
O mağazada nadir bir pula rastladım.
Keşke 80 yenlik bir pulum olsa.
Zarfın üzerine pul yapıştırmayı unutma.
Hangi markayı tercih edersiniz?
Mektubu postalamadan önce pul yapıştırmayı unuttum.
Daha iyi bilinen bir marka alman gerektiğini düşünüyorum.
Bu pulu sıcak suyla çıkaracağım.
Durum zordu ama Liisa, Markku'nun sıkıntıdan kurtulmasına yardımcı oldu.
O sadece o marka bira içer.
Julius çantadan bir elma çıkarır, Marcus'a döner: "İşte senin elman, Marcus"
Tom ne tür bir kamyon sürüyordu?