Examples of using "красивее" in a sentence and their turkish translations:
Tom senden daha yakışıklı.
Ben senden daha güzelim.
Mary kız kardeşinden daha güzel.
Ben senden daha güzelim.
- Ondan daha güzelsin.
- Ondan daha güzelsiniz.
Sen benden daha güzelsin.
Ben sizden daha güzelim.
Mary senden daha güzel.
Mary, Alice'den daha güzeldir.
O, senin düşündüğünden daha yakışıklı.
O senin düşündüğünden daha güzel.
Dağlar uzaktan daha hoş görünür.
Meryem'den çok daha hoşsun.
Kelebekler, hamam böceklerinden daha güzel.
Bu kale ondan daha güzel.
Bu park ondan daha güzel.
Her gün gittikçe güzelleşiyorsun.
Hayal ettiğimden daha güzelsin.
Daha güzel bir manzara hiç görmedim.
O, başka herhangi bir kızdan daha güzel.
Başka hiçbir dil Japonca kadar güzel değildir.
Onun gülümsemesi onun görünüşünü daha güzel yaptı.
Bu çiçek ondan daha güzeldir.
Mary Alice'ten çok daha güzel.
Her zamankinden daha güzel görünüyordu.
Bir çocuğun gülümsemesinden daha güzel olan nedir?
Bütün diğerlerinden daha güzeldi.
Güney Kore, Kuzey Kore'den çok daha güzeldir.
Büyüdükçe Tom gittikçe daha yakışıklı oldu.
Mary senden daha güzel.
Her yıl biraz daha yakışıklı oluyorsun.
Senden daha güzel bir kız hiç görmedim.
O ne kadar büyürse o kadar güzel olur.
Sınıfımda hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.
"Tatoeba benden daha mı güzel?" "Tatoeba bir kız değil, web sitesidir."
"Kar ne kadar güzel, öyle değil mi?" "Evet ama, sen daha da güzelsin, Mary."
Benim kitabım arkadaşımınkinden daha güzel.
Eğer senden güzel insan varsa bile, onların sayısı fazla olmayacaktır.
- Tüm çiçeklerin en güzeli bu çiçektir.
- Bu çiçek, tüm çiçeklerin en güzelidir.