Examples of using "зло" in a sentence and their turkish translations:
Savaş kötüdür.
Kötülük her yerde.
"Evet, tecavüz yanlış.
Bunlar kötü mü?
Kötülük her zaman kazanır.
Kötülük ebedi değildir.
Kötülük bazen kazanır.
İyilik yap, kötülük bul.
"Hey, Kral!" "Oğlum!" "Ben kötüyüm!" "Ben de kötüyüm!" "Harika!" "Harika!"
Kötülük doğmaz, öğrenilir.
Aslında bu tamamen kötülüktür.
"Bana ruhunu ver", dedi şeytan.
Bana neden bu kötülüğü yaptın?
İyilik en sonunda kötülüğe karşı üstün gelecek.
İyilik en sonunda kötülüğe karşı üstün gelecek.
birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek
Eğer kötülük verirseniz kötülük alırsınız.
Çünkü kötülerin kökü kazınacak, ama RAB'be umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak.
saf ve iyi niyetli bir adamdı bilmezdi öyle aklı kötülüğe çalışmazdı
Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi, "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."
RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.
Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim."
Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."