Examples of using "договор" in a sentence and their turkish translations:
Anlaşmayı imzalamadım.
Lütfen sözleşmede adınızı imzalayın.
Bir antlaşma imzalandı.
Antlaşma imzalandı.
Tom bir evlilik sözleşmesi imzaladı.
Onlar barış antlaşması imzaladı.
Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.
Tom'a sözleşmeyi imzalayacağımı söyle.
- Antlaşmanın adaletsiz olduğunu söyledi.
- Anlaşmanın adil olmadığını söyledi.
Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.
Barış antlaşması yarın imzalanacak.
Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.
Bir evlilik öncesi anlaşman var mı?
- Tom bu sabah kontratı imzaladı.
- Tom bu sabah sözleşmeyi imzaladı.
- Tom bu sabah mukaveleyi imzaladı.
Antlaşma, kimyasal silah kullanımını yasaklar.
Sözleşmeyi zaten imzaladın mı?
- Anlaşmayı cebren imzaladı.
- Anlaşmaya isteği dışında imza attırıldı.
- Anlaşma ona rızası dışında imzalattırıldı.
İki ülke bir antlaşmayı görüştü.
Antlaşma atom bombası ve hidrojen bombasını yasaklıyor.
O, barış antlaşması imzalandığı için memnun oldu.
Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.
Rusya Almanya ile kendi barış antlaşması imzaladı.
18 Kasım 1903 tarihinde anlaşma imzalandı
Ben zaten sözleşmeyi imzaladım.
Tom sözleşmeyi imzalamayı reddetti.
Sözleşmeyi kurşun kalemle imzalama.
Anlaşmayı görmek isterim.
Sözleşmeyi daha önce imzaladın mı?
Kira sözleşmesi bittiği zaman onu yenileyecek misin?
Tom sözleşmeyi okuması gerektiği kadar dikkatlice okumadı.
Tom sözleşmeyi okumak için zaman ayırdı.
1978 yılında Japonya ve Çin arasında bir barış antlaşmasına varıldı.
Asya'da Japonya İngilizlerle olan anlaşmasını onurlandırıp Almanlara savaş açar ve