Examples of using "вируса" in a sentence and their turkish translations:
bu virüsü yaymadan
Bu virüsün genomu bilinmiyor.
Virüsün önemini anlasınlar
Bu virüsün çözümü ise çok basit
Ama bu korona virüsten sonra
Ve o virüsten korunun
O bir virüsün işi gibi görünüyor.
Ve bu virüsün yayılmasını sınırlar.
Ve virüsten kurtulmuş olacağız.
ve virüsü taşıyan da bu damlacıklardır.
COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.
Virüse karşı bütün önlemleri biz almıştık
Korona virüsten öldü. İşin daha acısı ise bu korona virüsünü ilk tespit eden doktor da virüsten öldü.
Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı.
bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken
Televizyonda virüsün gerçeklerini anlatan kişiyi tutukluyorlar.
Virüsün tek etkisi boğularak ölmek de değil üstelik
ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.
Demek ki yapılması gereken virüsle inatlaşmadan önlemleri alarak yaşamak
Henüz hasta olmak için virüse ne kadar maruz kalınması gerektiğini bilmiyoruz
Bizlere korona virüs sorulduğunda biz korona virüs için abi ya boş ver proje işte dedik.
Korona virüsü yüzünden üretilemeyen buğday sonucu un olmayacak
Virüse maruz kalmanızı sınırlayacak şekilde davranışınızı değiştirmek riski tamamen yok etmeyecek.
Virüsten ölmeyen açlıktan ölecek bu gidişle. Bilinçli insanlar olarak evdeyiz.
Bu gidişle ya virüsten öleceğiz ya da parasızlıktan. Üstelik bu sorunu bir tek Türkiye yaşamıyor.