Examples of using "Самым" in a sentence and their turkish translations:
Tom en genci değildi.
En küçük hayvanları bile.
Tom son olarak vardı.
düşündüm ki ölüm en iyisi olur.
olduklarını görebiliyoruz.
Ve Tony en büyüğüydü.
tüm zamanların en iğrenç logosu.
Konuşmamı son ve büyük bir mesajla sonuçlandırayım.
karıncanın da yine en büyük düşmanı karınca oluyor
Tom benim en yakın arkadaşımdı.
Ailenin en küçüğü olmak kolay değildir.
Ben de aynı nedenlerden dolayı yazıyorum.
Ve belki de ilişkimiz bakımından en önemlisi
Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.
Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.
Görme beş duyunun en karmaşığı olarak kabul edilir.
Almanya'nın en büyük gölü ne?
Tom muhtemelen Mary'nin en yakın arkadaşıydı.
Bir maçtan tam önce her zaman sinirlenirim.
Ben dünyada en mutlu insandım.
Birçok kişi, altının en güvenli yatırım olduğunu hissediyor.
Tom şehirdeki en etkili kişiydi.
Dans, sezonun en parlak olayıydı.
Çiçero Roma hatiplerinin en güzel konuşanıydı.
- Amerika'nın en meşhur adamı Washington'du.
- Amerika'daki en ünlü adam Washington'du.
Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di.
çıkan sonuca sen de katkı yaparsın.
1,5 santigrat derece de en iyi senaryo dedikleri.
Yine de benim en büyük fanımdı.
ve dünyanın ilerlemesine nasıl katkıda bulunacağımızı anlamaya çalışıyorum.
Onlar dillerinin dünyadaki en güzel dil olduğunu düşünüyor.
Hayatının en mutlu anı neydi?
Dünyadaki en mutlu insan gibi hissediyorum.
Tom muhtemelen odadaki en kısa kişiydi.
Sümercenin bilinen en eski yazılı dil olduğu düşünülüyor.
Geçen yıl, kaydedilen en sıcak yıl oldu.
Tom takımımızda en hızlı yüzücüydü.
Tom sınıfımızda en yaşlı kişidir.
Tom, dünyadaki en şanslı insan gibi hissetti.
Tom sınıf arkadaşları arasında en uzun boylu öğrenciydi.
En büyük başarınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.
Kısıtlı vejetaryen diyetlerine hayati mineraller ekliyorlar.
Madrid İspanyanın başkenti ve onun en önemli şehri.
Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.
Sence sınıfındaki en zeki çocuk kim?
Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.
Tom kestirmeden gitti.
Okuduğum dillerden en kolayı Fransızcaydı.
Mühendis sıkıntısı şirketimizin gelişimine büyük dar boğaz.
Japonya'nın en büyük kenti olan Tokyo 24 saat uyanıktır.
Fransızca okuduğum dillerden en zoruydu.
Olimpiyatlarda en önemli şey kazanmak değil ama katılmaktır.
- En ufak bir şeyden alınıyor.
- Fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerden alınıyor.
- Havadan nem kapıyor.
- Osuruktan nem kapıyor.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
- Burç Halife şimdilik dünyanın en uzun gökdelenidir.
- Burç Halife, şu anda dünyadaki en yüksek gökdelendir.
Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
Ancak Merkatör projeksiyonunun asıl amacı navigasyon görevi görmektir; Okyanusda
Şu ana kadar yediğin en garip şey nedir?
Tom genellikle giden son kişidir ama dün gece Mary ondan sonra gitti.
Tom en gençti.
Tom Mary'ye sınıfındaki en yakışıklı erkeğin kim olduğunu düşündüğünü sordu.
O, Japonya'daki en yüksek bina.
Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı.
"Yüzyıllık Yalnızlık" İspanyol edebiyatının "Don Kişot"tan bu yana en önemli eseri sayılır.
Siyah beyaz olan dönemler aslında en renkli dönemlermiş, bunu fark ettim.
İngilizcenin dünyada en yaygın dil olduğuna şüphem yok.
Irak işgali, bir Amerikan başkanı tarafından alınan en kötü dış politika kararıydı.
Ona Boston'u ziyaret etmesini tavsiye etti, çünkü o, onun dünyadaki en güzel şehir olduğunu düşünüyordu.
- Sen en iyisiydin.
- Sen en iyisi idin.
ve 34 yaşındaki Davout, yeni Mareşallerinin en küçüğü oldu. Dahil olması birçokları için bir sürprizdi
Tom'un geçen hafta sonu yaptığı bütün şeylerden, rüzgar sörfünün en eğlenceli olduğunu söylüyor.
Hayatının en mutlu anı neydi?
En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.
Trier, Almanya'daki en eski kenttir.
Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
Tümen yaşam kalitesinin en yüksek olduğu şehirler arasında başı çekmektedir. Ayrıca Tümen'le birlikte Rusya'nın en gelişmiş şehirleri arasına Moskova, Kazan, Krasnodar, Sankt-Peterburg, Çelyabinsk, Ekaterinburg, Krasnoyarsk, Novosibirsk ve Orenburg dahil edilebilir.
Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.