Examples of using "Признаться" in a sentence and their turkish translations:
O, itiraf etmek için zorlandı.
Tom'u itiraf etmesi için ikna etmelisin.
Tek başıma gitmeye korktuğumu itiraf ediyorum.
Şimdi itiraf etmeliyim ki
Onu itiraf etmeye zorladılar.
- Horladığımı kabul etmek zorundayım.
- Horladığımı kabul etmeliyim.
Ben itirafta bulunmak istiyorum.
Yapacak bir itirafım var.
Bir itirafım var.
Ona sevgimi anlatmaya karar verdim.
Ona aşkımı söylemeye karar verdim.
Onu henüz okumadığımı itiraf etmeliyim.
Bunu hiç duymadığımı itiraf etmeliyim.
Tom onu sevdiğini Mary'ye söylemek için yaratıcı bir yol bulmak istedi.
Onu hiç düşünmediğimi itiraf etmeliyim.
İşkence ona işlemediği suçları itiraf ettirdi.
O, Pierre'in itiraf etmek istediğinden daha fazlasını bildiğine ikna olmuştu.
Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
İzin verin öncelikle kendi değerlerim hakkındaki hataları paylaşayım.
Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.
Tom bana içini dökmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Bir zamanlar terörist bir gruba katıldığını Mary'ye itiraf etmek zorunda kalması Tom'u cesaretlendirdi.