Examples of using "Лишь" in a sentence and their turkish translations:
O sadece bir rüya.
Bu sadece bir söylenti.
O sadece bir oyun.
Sadece bir rüyaydı.
O sadece bir bahane.
Ben sadece dürüst davranıyorum.
Ben sadece elçiyim.
O sadece bir çocuk.
bu bir efsane.
Onlar sadece öğrenci.
Bu sadece bir bahane.
Sadece gördüğüne, inanacaksın.
O sadece spekülasyon.
Sadece denemek gerekiyor.
Biz sadece çocuklarız.
Bu yalnızca bir prototip.
Ben yalnızca bir taksi şoförüyüm.
Buzdağının sadece görünen kısmı.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
Sadece sana yardım etmek istiyoruz.
Ben sadece sana gerçeği söylüyorum.
O sadece bir hipotezdi.
Bu sadece bir varsayım.
bunlar yalnızca bazıları.
O, ancak bir çocuk.
O, sadece kısmi bir başarıydı.
Bu sadece bir soğuk algınlığı.
Tom sadece bir amatördür.
O sadece bir şakadır.
Ben sadece bir müşteriyim.
Sen sadece bir öğrencisin.
Ben sadece bir turistim.
O sadece bir oyun.
Sadece bir tane istiyorum.
O sadece bir formalite.
Sadece fotoğraf çekmek istiyorum.
Sadece bir çizik.
Sadece emirleri izliyorduk.
Sen sadece bir çocuksun.
Sen sadece bir kızsın.
Sen sadece bir çocuksun.
Bu sadece benim.
Ben sadece bir çiftçiyim.
Bu sadece bir tablo.
Sadece tek cevap var.
- Sadece diyorum!
- Ben sadece söylüyorum!
O, bir ofis çalışanından daha fazlası değil.
O sadece bir çocuk.
O sadece kan.
O sadece para.
Ben sadece elçiyim.
Ben sadece yeni başlayan biriyim.
Ben sadece bir öğretmenim.
Sadece eğleniyorum.
Sadece tek bir gerçek var.
Ben sadece Mary'yi sevdim.
Küçük kız ağlamaya devam etti.
Sadece küçük bir sorun vardı.
O sadece bir adam.
- Sadece bir önsezi.
- Sadece bir his.
Sadece tek bir Tanrı vardır.
İster istemez kabul ettim.
Bu sadece yarım doğrudur.
Bunlar gerçekten sadece bahane.
Tom bir birinci sınıf öğrencisi.
Tom az önce omuz silkti.
Ben sadece insanım.
Ben sadece birinci sınıf öğrencisiyim.
O sadece ceza uyguladı.
Bu sadece sorunları daha kötü yapacak.
Bu sadece küçük bir yanlış anlaşılmadır.
- Hayat sadece bir hayaldir.
- Yaşam yalnızca bir rüyadır.
Bu sadece bir oyuncak.
O sadece geçici bir düzeltme.
Ben sadece bir ev hanımıyım.
Aşk sadece bir buluştur.
Sadece zaman cevabı verecektir.
- Tom tam bir çocuk.
- Tom sadece bir çocuk.
Gerçekten başka hiçbir şey güzel değildir.
Ben sadece on üç yaşındayım
Ben sadece bir çocuğum.
Sadece sana kişisel olarak teşekkür etmek istedim.
Onu sadece bir kez kullandım.
Tom'un sadece yardım etmeye çalıştığından eminim.