Examples of using "Дорогое" in a sentence and their turkish translations:
Bir piyano pahalıdır.
Et pahalı.
Ata binmek pahalı bir hobidir.
- Ne kadar pahalı bir piyano!
- Ne pahalı bir piyano!
Fotoğrafçılık pahalı bir hobidir.
Et bu günlerde pahalı.
En pahalı şey arazidir.
Taksi pahalıdır.
O, değerli bir yüzük takıyor.
Sen pahalı bir ceket satın aldın.
Pahalı bir gerdanlık takıyor.
Diş bakımı pahalıdır.
Kahve çok lanet pahalıdır.
Bu yüzük çok pahalı.
Bu şarap çok pahalı.
Bu elbise fazla pahalı.
Mary çok pahalı bir kolye takıyor.
Bu ceket güzel ama çok pahalı.
Tom Mary'ye pahalı bir yüzük aldı.
En pahalı şarabın nedir?
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
Tom, Mary'ye çok pahalı bir yüzük verdi.
Pahalı bir baba koltuğu almış.
Neden burada alışveriş yapıyorsun? Her şey pahalı.
Tom menüdeki en pahalı sipariş etti.
Burada bir araba sahibi olmak pahalı bir zevktir.
Kremalı kahve çok pahalı olmayan bir zevktir.
Mary Tom'u ona pahalı bir elmas yüzük almaya ikna etti.
Tom Mary için pahalı bir nişan yüzüğü almak istemiyor.
Tom, pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı söyleyemez.
Pahalı mı?
Et bugünlerde çok pahalı.
O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.
Tom pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı tadamaz.
Bana en pahalı olanını ver.
- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.
Tom'un istediği ceket çok pahalıydı. Bu yüzden onu satın almadı.
O çok pahalı.
O, çok pahalıydı.
Bu çok pahalı değil.
Her şeyden önce, o çok pahalı.
Daha pahalı olanı alacağım.
O olacağını düşündüğüm kadar pahalı değildi.
Çok pahalı olmasa onu alırım.