Translation of "Tolerar" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Tolerar" in a sentence and their turkish translations:

- Eu não vou tolerar isso.
- Não vou tolerar isso.
- Eu não irei tolerar isso.
- Não irei tolerar isso.

Buna katlanmayacağım.

Posso tolerar isso.

Ben onunla yaşayabilirim.

Não posso tolerar sua grosseria.

Onun kabalığına katlanamıyorum.

Tom não vai tolerar isto.

Tom buna tahammül etmeyecek.

Tom não vai tolerar isso.

- Tom buna tolerans göstermez.
- Tom buna göz yummaz.
- Tom buna müsamaha göstermez.

Eu não posso tolerar esse barulho.

O gürültüye katlanamam.

Eu não posso tolerar crianças barulhentas.

Ben gürültülü çocuklara tahammül edemem.

Eu não vou tolerar brigas na minha classe.

Sınıfımda kavgaya müsamaha göstermeyeceğim.

Eu não posso tolerar o comportamento de Tom.

Tom'un davranışına katlanamam.

Essas pessoas não podem tolerar críticas de si mesmas

bu kişiler kendilerini eleştirilmesine tahammül edemezler

- Silêncio! Eu não vou tolerar sua insolência!
- Silêncio! Não tolerarei tua insolência!

Sessizlik! Ben senin küstahlığına tahammül etmeyeceğim.

Podemos tolerar a fome, mas não a sede, porque as entranhas começam a doer. É insuportável.

İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.

Ser-se amado é ser-se consumido. Amar é dar iluminação com um óleo inesgotável. Ser-se amado é deixar de existir, amar é tolerar.

Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.