Examples of using "Sequer" in a sentence and their turkish translations:
Onları görmedim bile.
Gülümsemedin bile.
Tom bile teşekkür etmedi.
Sen orada değildin ki.
Onların umurunda bile değil.
kız çocuklarına isim dahi vermiyordu
Başlamadım bile.
Yorulmadım bile.
Fark etmemiştim bile.
Ağlamadın bile.
Denemedin bile.
Tom'u tanımıyoruz bile.
Tom gülümsemedi bile.
Ondan bir mektup bile almadım.
Seni sevmiyorum ki.
Deniyor gibi görünmüyorsun bile.
Tom okumayı bilmez bile.
Bu komik değil ki.
Bunu düşünmek bile istemiyorum.
Beni bile tanımıyorsun.
Denemiyorsun bile.
Tom kaçmaya çalışmadı bile.
Tom'u tanımıyorum ki.
Tom bile Mary'yi tanımıyor.
Buna ihtiyacımız bile yok.
O, teşekkür bile etmedi.
Burada değildim bile.
Tom, Mary'yi görmedi bile.
Tom beni tanımıyor bile.
Tom denemiyor bile.
Tom özür bile dilemedi.
Tom hoşça kal bile demedi.
Tom beni fark etmemişti bile.
Bir erkek arkadaşım bile yok.
Tom'u tanımıyorsun bile.
Bunu düşünmemiştim bile.
- Tom burada bile değil.
- Tom burada değil ki?
- Tom burada değil bile.
Fark etmemiştim bile.
Bir işim bile yok.
Tom yardım etmek için bile uğraşmadı.
Bir damla bile gözyaşı dökmeyeceğim.
Tom anlamaya bile çalışmadı.
Ben bile dövüşmeyi sevmiyorum.
Tom, Mary'ye bakmadı bile.
O, adımı bile bilmez.
Neden önemsiyorsun ki?
Sen yüzmeyi sevmezsin ki.
Davet bile edilmedim.
Tom, Mary'yi beklemedi bile.
- Tom aldırış etmedi bile.
- Tom istifini bile bozmadı.
Bir evim bile yok.
Tom, Mary'yi öpmeye teşebbüs bile etmedi.
Tom nerede olduğunu bile bilmiyordu.
Tom bana bakmadı bile.
- Balıktan hoşlanmıyorum ki.
- Balık sevmem ki.
Tom'un bir kurşun kalemi bile yok.
Saçın ıslak bile değil.
- Tom kapıyı bile kapatmadı.
- Tom kapıyı çekmemiş bile.
Tom kendini savunmaya çalışmadı bile.
- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.
Dikkatini vermiyorsun bile.
Ben henüz otuz bile değilim.
Tom Boston'da yaşamıyor ki.
Bunu düşünmedim bile.
Başkalarının emeğiyle bile değil,
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
Onun ismini bile bilmiyordum.
Adımı bile bilmiyorsun.
Onun ne olduğunu bilmiyorsun bile.
Bana bakmıyorsun bile.
Adını bile bilmiyordum.
Tom adımı bile bilmiyor.
Tom varlığımı bile bilmiyor.
Okumak için zamanım bile yok.
Onu yapmayı düşünmezdim bile.
Tom burada olduğumuzu bile bilmiyor.
Ondan bir mektup bile almadım.
Tom, Mary'nin adını bile anmadı.
Beni hiç seviyor musun?
Bunun ne olduğunu bilmiyorum bile.
Tom benim için kapıyı bile açmadı.
Annemin nerede doğduğunu bile bilmiyorum.
Fransızca konuşabildiğini bilmiyordum bile.
Tom'un burada olduğunu bilmiyordum bile.
Tom fark etmemişti bile.
Tom doğru olanı yapmak için bile uğraşmadı.
Tom'un gelip gelmeyeceğinden emin bile değilim.
Tom bile Fransızcada nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu.
Tom'un beni duyduğunu bile sanmıyorum.
Leyla, dingonun ne olduğunu bile bilmiyor.
Bunu düşünmek bile istemiyorum.
Zoom gibi bir program a neden yapamıyoruz a girmiyorum bile
O nasıl yüzüleceğini bile bilmiyor!
Tom Mary'nin ona uzattığı rapora bakmadı bile.
Onun kim olduğunu bile bilmiyorum.
Oradaki insanların hiçbirini tanımıyorum.
Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?
Kızım neredeyse on beş yaşındadır.