Translation of "Prometeu" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Prometeu" in a sentence and their turkish translations:

Tom prometeu.

Tom söz verdi.

Você prometeu!

Söz verdin!

Ele prometeu voltar.

Tekrar gelmek için söz verdi.

Você me prometeu.

Bana söz verdin.

Tom prometeu ajudar.

Tom yardım etmek için söz verdi.

Você prometeu ajudar.

Yardım etmek için söz verdin.

Tom prometeu esperar.

Tom beklemek için söz verdi.

- Tom prometeu fazer reparos.
- Tom prometeu dar uma satisfação.

Tom telafi etmek için söz verdi.

Tom prometeu ajudar Maria.

Tom Mary'ye yardım edeceğine söz verdi.

O Tom prometeu ajudar.

Tom yardım etmek için söz verdi.

- Você prometeu.
- Vocês prometeram.

- Söz verdin.
- Söz verdiniz.

Tom prometeu nos ajudar?

Tom bize yardım etmeye söz verdi mi?

Tom prometeu não contar.

Tom söylememek için söz verdi.

Tom prometeu nos esperar.

Tom bizi beklemek için söz verdi.

Você prometeu que viria.

Sen geleceğine söz verdin.

Ele me prometeu vir cedo.

O, erken gelmek için bana söz verdi.

Ele me prometeu vir aqui.

O, buraya gelmek için bana söz verdi.

Tom prometeu não beber mais.

Tom bir daha içemeyeceğine söz verdi.

Ela prometeu não sair sozinha.

O, tek başına dışarı çıkmamaya söz verdi.

Ele prometeu que nos contaria.

Bize söyleyeceğine söz verdi?

Tom não me prometeu nada.

Tom bana bir şey söz vermedi.

O que você prometeu fazer?

Ne yapacağına söz verdin?

Tom prometeu dizer a verdade.

Tom gerçeği söylemek için söz verdi.

- Tom prometeu que não faria isso.
- Tom prometeu que ele não faria isso.
- O Tom prometeu que ele não faria isso.

Tom onu yapmayacağına söz verdi.

- Tom prometeu que não fumaria mais.
- Tom prometeu que ele não fumaria mais.
- Tom prometeu que ele não iria mais fumar.

Tom artık sigara içmeyeceğine söz verdi.

Ele prometeu vir, mas não veio.

O gelmek için söz verdi, ama gelmedi.

Ele prometeu nunca mais chegar tarde.

Tekrar asla geç kalmayacağına söz verdi.

Ele prometeu me levar ao cinema.

O beni sinemaya götürmeye söz verdi.

Ele prometeu casar-se com ela.

O, onunla evlenmek için söz verdi.

Ele fez o que prometeu fazer.

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

Tom prometeu que será mais cuidadoso.

Tom daha dikkatli olacağına söz verdi.

Ele prometeu não dizer a ninguém.

Bunu kimseye söylemeyeceğine söz verdi.

Tom me prometeu que iria voltar.

Tom bana döneceğine söz verdi.

Tom prometeu ir a Boston conosco.

Tom bizimle Boston'a gitmeye söz verdi.

Ele prometeu não dizer para ninguém.

Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

Ela prometeu me escrever toda semana.

Bana her hafta yazacağına söz verdi.

A polícia prometeu investigar o caso.

Polis olayı araştırmaya söz verdi.

Ele prometeu não contar outra mentira.

O başka bir yalan söylemeyeceğine dair söz verdi.

O Tom prometeu voltar às 2h30.

Tom, 2:30'da geri geleceğine söz verdi.

Tom prometeu que não se atrasaria.

Tom geç kalmayacağına söz verdi.

Tom prometeu ligar para a Mary.

Tom Mary'yi arayacağına söz verdi.

Jim prometeu-me não vir novamente.

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

Ele prometeu ficar fora da política.

Politikanın dışında kalacağına söz vermişti.

Ela prometeu casar-se com ele.

O onunla evlenmek için söz verdi.

Ele me prometeu que viria cedo.

O bana erken geleceğine söz verdi.

Fadil prometeu falar sobre isso depois.

Fadıl daha sonraki bir tarihte o konuda konuşmaya söz verdi.

Fadil prometeu casar-se com Layla.

Fadil, Layla'yla evlenmek için söz verdi.

Tom prometeu-me vir à festa.

Tom partiye geleceği konusunda söz verdi.

- Tom prometeu vir, mas ele ainda não apareceu.
- Tom prometeu vir, mas ainda não apareceu.

Tom gelmek için söz verdi ama henüz gelmedi.

O Tom prometeu me levar para pescar.

Tom beni balık tutmaya götürmeye söz verdi.

Ele me prometeu que viria às quatro.

O, bana dörtte geleceğine söz verdi.

Tom me prometeu que viria à festa.

Tom partiye geleceğine bana söz verdi.

Ela prometeu não se atrasar de novo.

O, tekrar geç kalmamaya söz verdi.

Tom prometeu que logo trará o dinheiro.

Tom yakında parayı teslim edeceğine söz verdi.

Maria prometeu que logo trará o dinheiro.

Mary yakında parayı teslim edeceğine söz verdi.

Tom prometeu que não contaria a ninguém.

Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.

Tom prometeu me mostrar como fazer isso.

Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi.

Tom prometeu vir, mas não apareceu ainda.

Tom gelmek için söz verdi, ama henüz gelmedi.

Tom fez o que prometeu que faria.

Tom yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

- Ele fez o que ele prometeu fazer para mim.
- Ele fez o que ele prometeu fazer por mim.

Benim için yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

Tom prometeu que isso não aconteceria de novo.

Tom onun tekrar olmasına izin vermeyeceğini söyledi.

Ele me prometeu que não diria a ninguém.

Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

Tom prometeu encontrar Mary em frente à biblioteca.

Tom Mary'yi kütüphanenin önünde karşılayacağına söz verdi.

Ele prometeu voltar cedo para casa esta noite.

O bu gece eve erken gelmeye söz verdi.

Ela prometeu se encontrar com ela na cafeteria.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Ele prometeu se encontrar com ela na cafeteria.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Ele prometeu aos escravos que eles seriam libertados.

O, kölelerin serbest bırakılacağına söz verdi.

Ele prometeu se encontrar com ele na cafeteria.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Tom prometeu à Mary que iria ajudá-la.

Tom ona yardım edeceğine Mary'ye söz verdi.

Tom prometeu não contar a ninguém sobre isso.

Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.

Ela prometeu se encontrar com ele noite passada.

O dün gece onu karşılamak için söz verdi.

Fadil prometeu a Layla casar-se com ela.

Fadıl, Leyla'ya onunla evlenmek için söz verdi.

Fadil prometeu a Layla dinheiro, carros e jóias.

Fadıl, Leyla'ya para, araba ve mücevherat sözü verdi.

Ele me prometeu vir no mais tardar às cinco.

O, bana en geç beşe kadar geleceğine söz verdi.

Tom ainda não fez o que prometeu que faria.

Tom henüz yapacağını söz verdiği şeyi yapmadı.

Ela lhe prometeu que o encontraria após a escola.

O, okuldan sonra onu karşılayacağına söz verdi.

Tom prometeu a Maria que não fará mais isso.

Tom onu tekrar yapmayacağına dair Mary'ye söz verdi.

Tom prometeu a Mary que não tentaria beijá-la.

Tom Mary'ye onu öpmeyi denemeyeceğine söz verdi.

Você me prometeu que iria tomar conta do Tom.

Bana Tom'a iyi bakacağına söz verdin.

- O Tom prometeu que ele estaria aqui, mas ele nunca apareceu.
- O Tom prometeu que estaria aqui, mas ele nunca apareceu.

Tom orada olacağına söz verdi ama gelmedi.

- Ela prometeu ao pai que chegaria a tempo para almoçar.
- Ela prometeu ao pai que chegaria a tempo para o almoço.

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.

Ele prometeu que escreveria para mim de vez em quando.

O, ara sıra bana yazacağına söz verdi.

Ele prometeu que iria escrever em seu diário todo dia.

O her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.

Ela prometeu casar-se com ele, mas não se casou.

O, onunla evlenmeye söz verdi fakat evlenmedi.

Tom prometeu me ajudar a construir uma casinha de cachorro.

Tom köpek kulübesini yapmama yardım etmek için söz verdi.

Tom prometeu fazer tudo o que pudesse para me ajudar.

Tom bana yardım etmek için yapabileceği her şeyi yapmak için söz verdi.

Tom prometeu a Mary que não se meteria em problemas.

Tom Mary'ye başını derde sokmayacağına söz verdi.

Segundo a mitologia, Prometeu roubou dos deuses o fogo sagrado.

Mitolojiye göre Prometheus tanrılardan gelen kutsal ateşi çaldı.

- O que você prometeu fazer?
- O que vocês prometeram fazer?

Ne yapmaya söz verdin?

O Tom prometeu que ele não vai fazer isso hoje.

Tom bunu bugün yapmayacağına söz verdi.

Ela prometeu me pagar nessa semana, mas não cumpriu a promessa.

O bana bu hafta ödeme yapacağına söz verdi ama sözünü tutmadı.

Tom prometeu não contar a ninguém sobre o que nós fizemos.

Tom yaptığımı kimseye söylemeyeceğine söz verdi.

- Eu quero o que você prometeu.
- Eu quero o que vocês prometeram.

Söz verdiğin şeyi istiyorum.

- Você trouxe o que prometeu trazer?
- Vocês trouxeram o que prometeram trazer?

Getireceğine söz verdiğin şeyi getirdin mi?

Ela prometeu se encontrar com ele noite passada, mas ela nunca apareceu.

Dün gece onu istasyonda karşılayacağına söz verdi fakat o asla gelmedi.

- Você prometeu que iria me ajudar.
- Vocês prometeram que iriam me ajudar.

Bana yardım edeceğine söz vermiştin.

Tom prometeu a si mesmo que nunca cometeria o mesmo erro outra vez.

Tom aynı hatayı tekrar yapmayacağına dair kendine bir söz verdi.