Examples of using "Pequenas" in a sentence and their turkish translations:
Bakın, küçük yumurtalar.
küçük yalanlar
Küçük farklılıklara
bu küçücük yaratıklar.
Tom'un küçük elleri var.
Küçük ellerim var.
Küçük zihinlerin küçük endişeleri vardır, büyük zihinlerin endişeler için vakti yoktur.
tükürük gibi.
İki küçük şişe, lütfen.
Küçük aileler birbirlerine yaklaşır.
Aynı zamanda da bazı küçük bilgilere de ulaşın istiyoruz
Genç çocuklara öğretmek kolay değildir.
dışarıya küçük su damlacıkları bırakırız.
Onlar küçük farkları fark etmedi.
Küçük çocuklar çok meraklıydılar.
Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.
Yıldızlar küçük gibi görünür ama büyükler.
Bir atomun boyutları son derece küçüktür.
Küçük değişiklikler büyük bir fark yaratabilir.
Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister.
Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.
değer veriyoruz böyle küçük yalanlarınada çokta önemsemiyoruz takılmıyoruz yani
Ama bu tavizler çok azdı çok geç.
Bu kitap, tüm küçük çocuklar için tanıdıktır.
Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.
Peki ya küçük sosyal buluşmalar, görüşmeler?
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Bu bitkiler çok küçük. Ben onların büyüyeceklerini sanmıyorum.
yani aslında o küçücük ağızlarla tek tek üst üste konularak
Bunun gibi küçük pençeleri ve kuyruğunda büyük bir zehir kesesi varsa
Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.
Eğer küçük şeyleri halledersen, büyük şeyler kendiliğinden hallolur.
"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.
Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.
Kadınların veya küçük çocukların size ne dediklerini anlamakta güçlük çekiyor musunuz?
Küçük çocukların bile neyin adil olduğu ve neyin olmadığı konusunda doğuştan gelen bir duyusu vardır.
Küçük kıskaçlarıyla mercan döküntülerini ve yosunları üzerlerine getiriyorlar, kamufle oluyorlar,