Examples of using "Paulo" in a sentence and their turkish translations:
Sao Paulo'da yaşıyorum.
Paul, Roma'da doğdu.
Paul ebeveynlerine saygı duyar.
Onlar Sao Paulo'ya gittiler.
Paul bir yunus eğitmeni.
Şubat ayında Sao Paulo'daydım.
Şubat ayında São Paulo'da idim.
Thomas, Brezilya'daki Sao Paulo'da doğdu.
Paul'ün başarısı bir efsaneydi.
Biz Sao Paulo'dan üç saat uzaktayız.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
Biz Sao Paulo'nun en büyük müzesini ziyaret ettik.
Onlar Sao Paulo'daki gümrüğü geçtiler.
Paul, Roma'da doğdu.
İsa'nın havarilerinden birinin adı Paulus'tu.
Paul'e ne olduğunu merak ediyorum.
Biz uzun zamandır Paul'ü tanıyoruz.
Paul dün gece bir kısa hikaye okuyordu.
Sao Paulo yaşamak için iyi bir yer mi?
Biri São Paulo'da çok iyi yiyebilir.
Sao Paulo Brezilya'nın en modern şehridir.
Sao Paulo'daki büyük bir eğlence parkını ziyaret ettik.
Ben daha önce Sao Paulo'da yaşadım ama şimdi Rio'da yaşıyorum.
İki seçeneğin var. Sao Paulo ve Rio de Janeiro.
Hayır, anne babam aslında Minas ve Sao Paulo'da oturuyorlar.
St Paul Katedral'i Christopher Wren tarafından tasarlanmıştır.
São Paulo ülkedeki en büyük yumurta üreticisi.
Sao Paulo, Güney Amerika'nın en zengin eyaletidir.
O Sao Paulo'nun içindeki dört tane çok büyük çiftliğin sahibidir.
Sao Paulo'da yaşıyorum ancak hemen hemen her hafta Rio de Janeiro'ya seyahat ediyorum.
St Paul Katedrali Büyük Londra Yangınında imha edildi.
- Ben on bir yıldır São Paulo'da ve otuz dört yıl Brezilya'da yaşadım.
- Ben on bir yıl Sao Paulo'da, otuz dört yıl da Brezilya'da yaşadım.
"Brezilya şehirleri arasında en büyük hangisi?" "Brezilya'da en büyük şehir Sao Paulo'dur."
George Washington ABD'nin ilk başkanıydı ve ben 2009 yılında Sao Paulo'dan ayrıldım.
James ve ben geçen ay Ribeirão Preto'da idik. O, São Paulo'da, Brezilyada bir şehirdir.
Kayınbiraderim geçen ayın on üçünde Rio de Janeiro'dan buraya geldi ve yarın Sao Paulo'ya gidecek.