Translation of "Maiores" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Maiores" in a sentence and their turkish translations:

E atacar presas maiores.

Ve daha büyük avlara yeltenebilirler.

Vivemos em multidões maiores

daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz

Eu tenho problemas maiores.

Daha büyük sorunlarım var.

Estes são os maiores.

Bunlar en büyükleri.

- Eles são muito maiores do que nós.
- Eles são muito maiores que nós.
- Elas são muito maiores que nós.

Onlar bizden çok daha uzunlar.

- Não há cães maiores que este.
- Não existem cachorros maiores que este.

- Bundan daha büyük köpekler yok.
- Bundan daha büyük köpek yok.

Mamangavas são maiores que abelhas.

Bombus arıları arılardan daha büyüktürler.

Quais são os maiores desafios?

En büyük zorluklar nelerdir?

Uma das maiores cúpulas da época

o dönem ki en büyük kubbelerden

Na primavera, os dias ficam maiores.

İlkbaharda günler uzar.

Não existem cachorros maiores que este.

Bundan daha büyük köpek bulamazsın.

A perseverança supera as maiores dificuldades.

Azim en kötü engelleri fethediyor.

Uma das maiores empresas hoje, o Google

Bugünlerin en büyük şirketlerinden bir tanesi olan Google

É uma das maiores cidades do mundo.

Bu, dünyadaki en büyük şehirlerden biri.

Esse é um de nossos maiores desafios.

Bu en büyük meydan okumalardan biri.

- Os elefantes africanos são maiores que os elefantes asiáticos.
- Os elefantes africanos são maiores que os asiáticos.

Afrika filleri, Asya fillerinden daha büyüktür.

E, quanto maiores são, mais noturnos se tornam.

Ve ne kadar büyük olurlarsa o kadar gececiye dönüşüyorlar.

Tem valores espirituais muito maiores que o dinheiro

Paradan çok daha büyük manevi değerleri vardır

Paris é uma das maiores cidades do mundo.

- Paris, dünyadaki en büyük kentlerden biridir.
- Paris dünyanın en büyük şehirlerinden biri.

Londres é uma das maiores cidades do mundo.

Londra dünyandaki en büyük şehirlerden biridir.

Ele é um dos maiores cientistas do Japão.

- Kendisi Japonya'daki en meşhur bilim adamlarındandır.
- Japonya'daki en büyük bilim adamlarından biridir.

Há muitas estrelas maiores que o nosso Sol.

Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.

Tóquio é uma das maiores cidades do mundo.

Tokyo dünyanın en büyük kentlerinden biridir.

Ele está entre os maiores cientistas do mundo.

Dünyadaki en büyük bilim insanları arasında sayılıyor.

Londres está entre as maiores cidades do mundo.

Londra, dünyanın en büyük şehirleri arasındadır.

- Há muitas estrelas maiores que o nosso Sol.
- Há muitas estrelas que são maiores do que o nosso sol.

Güneşimizden büyük bir sürü yıldız var.

Lincoln é uma das maiores figuras da história americana.

- Lincoln Amerikan tarihinin en büyük isimlerinden biridir.
- Lincoln, Amerikan tarihindeki en büyük figürlerden biridir.

Muitos homens têm os peitos maiores que as mulheres.

Birçok erkeğin, kadınlardan daha büyük göğüsleri vardır.

Por favor, dá as minhas maiores felicidades ao Peter.

Lütfen en iyi dileklerimi Peter'a ilet.

Ele é considerado um dos maiores cientistas do mundo.

O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.

Possuía as maiores reservas de petróleo conhecidas no mundo

Bilinen en yüksek petrol rezervlerine sahip.

Terrorismo é um dos maiores inimigos da paz mundial.

Terörizm dünya barışının en büyük düşmanlarından biridir.

Todos os meus irmãos são maiores do que eu.

Kardeşlerimin hepsi benden daha uzundurlar.

Os elefantes são os maiores animais terrestres vivos atualmente.

Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.

Qual é a cobra que tem as maiores presas?

Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?

Os elefantes são os maiores animais terrestres do mundo.

Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

É um dos maiores festivais de verão de música.

Bu en büyük yaz müzik festivallerinden biridir.

O weta é um dos maiores insetos do mundo.

Dev weta dünyanın en büyük böceklerinden biridir.

Das maiores e mais selvagens montanhas de toda a Europa.

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

Embora sejam parentes dos ursos-marinhos, são sete vezes maiores.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

Mas a maré alta atraiu perigos maiores até à costa.

Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.

Geralmente, as pessoas na América tendem a preferir carros maiores.

Genel olarak, Amerika'daki insanlar büyük arabaları tercih etme eğiliminde.

Mozart, um dos maiores prodígios musicais de todos os tempos.

Mozart: Tüm zamanların en büyük müzikal dahilerinden biri.

O elefante africano tem orelhas maiores que o elefante asiático.

Afrika filinin, Asya filinden daha büyük kulakları vardır.

Há diversas estrelas que são maiores que o nosso sol.

Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.

Esta fêmea consegue matar presas dez vezes maiores do que ela.

Kendinden on kat büyük avları indirebilir.

Siracusa é uma das maiores e mais belas cidades da Sicília.

Siraküza, Sicilya'nın en büyük ve en güzel şehirlerinden biridir.

A Alemanha é um dos maiores produtores de queijo do mundo.

Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.

O Brasil tem uma das maiores taxas de criminalidade do mundo.

Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

Os tigres são maiores e mais fortes do que os gatos.

Kaplanlar kedilerden daha büyük ve güçlüdür.

Os elefantes africanos têm orelhas maiores do que os elefantes asiáticos.

Afrika fillerinin, Asya fillerinden daha büyük kulakları vardır.

Uma das maiores razões para isso foi a maior igreja da região

bunun sebeplerinden en önemlisi bölgenin en büyük kilisesi orasıydı

Foi o começo de um dos maiores roubos de todos os tempos.

Bu, şimdiye kadarki en büyük soygun alemlerinden birinin başlangıcıydı.

Sir Francis Drake permanece hoje um dos maiores heróis navais de Inglaterra.

Sir Francis Drake günümüzde İngiltere'nin en büyük denizci kahramanlarından birisi olarak hatırlanır.

O iate do Tom é um dos maiores que eu já vi.

Tom'un yatı gördüğüm en büyük yatlardan biri.

Napoleão Bonaparte é considerado um dos maiores gênios militares da história universal.

Napolyon Bonapart, dünya tarihinin en büyük askeri dahilerin biri olarak kabul edilir.

Cedo começou a pôr-me a atuar diante de audiências cada vez maiores.

ve hemen sayıları gittikçe artan dinleyicilere şarkı söyletmeye başladı

Só os animais maiores se atrevem a visitar um local tão exposto à noite.

Hava karardıktan sonra ancak en büyükler böyle açık bir alana gelmeye cüret eder.

Você está fazendo um dos maiores favores que pode fazer para a saúde pública.

başkalarının sağlığı için çok büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.

Squaw Valley, na Califórnia, é uma das maiores áreas de esqui dos Estados Unidos.

Squaw Valley, Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük kayak merkezlerinden biridir.

Os nossos maiores medos são os dragões que guardam os nossos tesouros mais profundos.

En büyük korkularımız en derin hazinelerimizi koruyan ejderhalardır.

Harold Hardrada cresceu e se tornou rei da Noruega, e um dos maiores vikings de todos.

Harold Hardrada büyüdü ve Norveç Kralı ve en büyük Vikinglerden biri oldu.

Uma das maiores barreiras enfrentadas por estudantes de ensino médio aprendendo inglês são os pronomes relativos.

Ortaokul öğrencilerinin İngilizce öğrenirken karşılaştıkları en büyük engellerden biri de bağ zamirleridir.

Um dos maiores segredos da felicidade é diminuir o que se deseja e amar o que já se tem.

Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.

- O caso instrumental é uma das maiores belezas da língua russa.
- O caso instrumental é um dos aspectos mais belos da língua russa.

Araç durumu Rus dilinin en zarif yönlerinden biridir.