Translation of "Fugiu" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Fugiu" in a sentence and their turkish translations:

- O menino fugiu.
- O garoto fugiu.

Çocuk kaçtı.

Tom fugiu.

Tom kaçtı.

Quem fugiu?

Kim kaçtı?

Você fugiu.

Sen kaçtın.

O ladrão fugiu.

Hırsız kaçtı.

O gato fugiu.

Kedi kaçtı.

Meu cachorro fugiu.

Köpeğim kaçtı.

Meu cavalo fugiu.

Benim atım kaçtı.

Nosso cachorro fugiu.

Köpeğimiz kaçtı.

- Tom fugiu de casa.
- O Tom fugiu de casa.

Tom evden kaçtı.

- O Tom fugiu da polícia.
- O Tom fugiu à polícia.

Tom polis memurlarından kaçtı.

Por que ele fugiu?

- O niçin kaçtı?
- Neden kaçtı?

Por que você fugiu?

Niçin kaçtın?

Ele fugiu de casa.

O evden kaçtı.

Tom fugiu de casa.

Tom evden kaçtı.

Tom fugiu para Austrália.

Tom, Avustralya'ya kaçtı.

Com quem Tom fugiu?

Tom kimle birlikte kaçtı?

Layla fugiu com Fadil.

Leyla, Fadıl'la kaçtı.

Ele fugiu com o diamante.

O, elmasla birlikte kaçtı.

Tom fugiu com o dinheiro.

Tom parayla birlikte kaçtı.

Um terço dos prisioneiros fugiu.

Mahkumların üçte biri kaçtı.

Por que você não fugiu?

Neden kaçmadın?

O papagaio fugiu da gaiola.

Papağan kafesten kaçtı.

A situação fugiu do controle deles.

Durum onların kontrolünden çıktı.

O ladrão fugiu com o dinheiro.

Hırsız para ile uzaklaştı.

Ele fugiu quando viu o policial.

Polisi görünce tabanları yağladı.

Layla fugiu da casa de Fadil.

Leyla, Fadıl'ın evinden kaçtı.

O ladrão fugiu ao ver um policial.

Hırsız, polisi görünce kaçtı

O ladrão fugiu sem deixar nenhum rastro.

Hırsız hiçbir iz bırakmadan kaçtı.

O ladrão fugiu com a minha carteira!

Hırsız cüzdanımı kapkaç yaptı.

O garoto fugiu sem olhar para trás.

Çocuk arkasına bakmadan kaçtı.

O ladrão fugiu quando disparou o alarme.

Alarm çaldığında hırsız kaçtı.

Tom fugiu do orfanato aos treze anos.

Tom on üç yaşındayken yetimhaneden kaçtı.

Quando tinha treze anos, ela fugiu de casa.

On üç yaşındayken, evden kaçtı.

Quando ouviu o cachorro latir, o ladrão fugiu.

Hırsız, köpek havlamasını duyunca kaçtı.

No instante em que viu o policial, ele fugiu.

O, polisi gördüğü an kaçtı.

- Um tigre fugiu do zoológico.
- Um tigre escapou do zoológico.

Hayvanat bahçesinden bir kaplan kaçtı.

- Sentindo o perigo, ele foi embora.
- Pressentindo o perigo, ele fugiu.

Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

- Por que você fugiu de mim?
- Por que vocês fugiram de mim?

Neden benden kaçtın?

Então o irmão mais novo fugiu, e o mais velho ficou para trás.

Sonra küçük kardeş yola çıktı, ve büyük geride kaldı.

A aldeã Lakchmamma estava a trabalhar no campo no estado de Karnataka quando a sua cabra de estimação fugiu.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

Por isso deve ter ficado espantado que os humanos o tratassem tão mal e disparassem contra ele e assim, por isso, não fugiu logo.

muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.