Examples of using "Atrevem" in a sentence and their turkish translations:
Hava karardıktan sonra ancak en büyükler böyle açık bir alana gelmeye cüret eder.
Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.
- Bu ne cüret?
- Nasıl yaparsın?