Examples of using "Wiedzą" in a sentence and their turkish translations:
Herkes her şeyi biliyor, değil mi?
Hiç kimse bilmiyor.
Onlar zaten biliyorlar.
Kapibaralar onu fark etti.
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin
Onlar bizim polis olduğumuzu biliyor.
Herkes biliyor.
Birisi sunucuya girer girmez,
Ne zaman geçeceklerini çözecek kadar akıllılar.
Hatta sebebini bile bilmiyorlar.
Ruslar ayılar hakkındaki her şeyi bilirler.
- Onlar Tom'un nerede olduğunu biliyor.
- Onlar Tom'un nerede olduğunu bilir.
Şu anda gitmek istediğimi biliyorlar.
Ben hariç herkes onu biliyor.
Herkes plan hakkında bilmiyor.
Erkekler, kadınlar hakkında hiçbir şey bilmezler.
Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.
Bazen eleştirmenler neyi eleştirdiklerini bilmiyorlar.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Geldiğimizi bilmediklerini umalım.
Bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar.
Ben bilgi paylaşmak için birini arıyorum.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
Herkes Tom'un Fransızcayı çok iyi konuşamadığını bilir.
Tom'un nerede olduğunu bilen insanlardan birisin.
Kentin yüksek bir suç oranı olduğu iyi bilinir.
Sınıf arkadaşlarımın bazıları yeni internet kullanıcısıdır; onlar bilgisayar bilimleri hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.
Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.
"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.
Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.