Translation of "Planuje" in Turkish

Ona planuje poród w lipcu.

Temmuzda doğuracak.

Zastanawiam się co Tom planuje.

Tom'un ne planladığını merak ediyorum.

Naprawdę chciałbym wiedzieć, co Tom planuje.

Keşke gerçekten Tom'un ne yapmayı planladığını bilsem.

Tom planuje zostać dzisiaj w domu.

Tom bu gece evde kalmayı planlıyor.

Iran planuje wystrzelić w kosmos małpę.

İran uzaya maymun göndermeyi planlıyor.

Myślisz, że Tom planuje to zrobić?

Tom'un bunu yapmayı planladığını düşünüyor musun?

Tom planuje coś specjalnego na urodziny Mary.

Tom Mary'nin doğum günü için özel bir şey planlıyor.

Tom planuje wziąć udział w zawodach, tak?

Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?

Tom planuje studiować biologię jako główny kierunek.

Tom biyoloji konusunda uzmanlaşmayı planlıyor.

Firma planuje sprzedawać nowy produkt po 1000 dolarów.

Şirket yeni ürünü 1.000 dolara satmayı planlıyor.

Tom powiedział mi, że planuje jechać do Bostonu.

Tom bana Boston'a gitmeyi planladığını söyledi.

Tom wyjaśnił, że nie planuje jechać do Bostonu.

Tom Boston'a gitmeyi planlamadığını açıkça belirtti.

Ilu z was planuje być tu znów jutro?

Kaçınız yarın tekrar burada olmayı planlıyor?

Tom planuje popływać, jak tylko skończy robić lekcje.

Tom ev ödevini bitirir bitirmez yüzmeyi planlıyor.

Nadal nie wiemy, jak długo planuje on zostać.

Biz onun ne kadar kalacağını hâlâ bilmiyoruz.

Tom powiedział mi, że planuje przeprowadzić się do Bostonu.

Tom bana Boston'a taşınmayı planladığını söyledi.

Tom planuje zagrać z nami jutro wieczorem w pokera.

Tom yarın akşam bizimle poker oynamayı planlıyor.

Tom spytał Mary, czy planuje iść popływać, czy nie.

Tom Mary'ye yüzmeyi planlayıp planlamadığını sordu.

Tom spytał Mary, gdzie planuje być w sobotę wieczorem.

Tom Mary'ye Cumartesi akşamı nerede olmayı planladığını sordu.

Byłem zaskoczony, kiedy Tom powiedział, że planuje jechać do Bostonu.

Tom Boston'a gitmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.

Jeśli jutro nie będzie padać, Tom planuje pojechać z Mary na majówkę.

Yarın yağmur yağmazsa, Tom Mary ile birlikte pikniğe gitmeyi planlıyor.

Tom chciałby, by Mary wiedziała, że on nie planuje prosić jej o rękę.

Tom onun onunla evlenmesini istemeyi planlamadığını Mary'nin bilmesini istiyor.

Tom planuje jechać do Bostonu najwcześniej, jak to możliwe, po rozpoczęciu wakacji letnich.

Tom yaz tatili başladıktan sonra elinden geldiği kadar çabuk Boston'a gitmeyi planlıyor.