Examples of using "Pisklęta" in a sentence and their turkish translations:
Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.
İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.
Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.