Examples of using "Parasolkę" in a sentence and their turkish translations:
Şemsiyemi almak için buraya geri geldim.
Bu şemsiyeyi alacağım.
Şemsiyemi otobüste bıraktım.
Şemsiyeni yanına al.
Yağmur yağabilir. Bir şemsiye almalıyız.
Bu şemsiyeyi ödünç alabilir miyim?
Tom şemsiyesini otobüste bıraktı.
Tom yeni şemsiyesini kaybetti.
Ben bir şemsiye ödünç alabilir miyim?
Şemsiyemi otobüste unutabilirdim.
Şemsiyemi hep trende bırakıyorum.
Tom trende şemsiyesini bıraktı.
Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bırakmış olabilir.
Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.