Examples of using "Kości" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kırık kemik yok.
akciğer, karaciğer, lenf nodülleri beyin ve kemiklere yayılarak
Buz gibi bir rüzgar bizi kemiklerimize kadar dondurdu.
Çenesi o kadar kuvvetlidir ki kemiği ezip geçebilir.
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
arka kolumun büyük kısmını ve biraz da kemiği kavradı.