Examples of using "Doczekać" in a sentence and their turkish translations:
Yaz tatilini güçlükle bekleyebilir.
Bunu gerçekten iple çekiyorum.
Oyunun başlaması için sabırsızdım.
Bir sonraki ziyaretin için sabırsızlanıyorum.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.
Üniversiteye gitmek için sabırsızlanıyorum.
Seninle konuşmak için sabırsızlanıyorum.
Tom seni görmek için sabırsızlanıyor.
Boston'da Tom'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
Kızım Noel için sabırsızlanıyor.
O, onunla bir sinemaya gitmeye can atıyordu.
O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
Tom, Mary'nin yüzündeki görünüşü görmek için sabırsızlanıyordu.
Ben yine kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.
O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Sabahları kalkmak için sabırsızlanıyorsun. Her küçük işareti,
Tom bu önümüzdeki hafta Mary'yi görmeye can atıyor.