Examples of using "Kogoś" in a sentence and their turkish translations:
Birine sor.
- Birini mi arıyorsun?
- Sen birini arıyor musun?
- Birisini mi arıyorsun?
- Birisi kayıp.
- Birisi eksik.
Birini gördüm.
Birini arıyoruz.
Birini bulacağım.
Lütfen başka birine sor.
Orada birini gördün mü?
Birini suçlaman gerekiyor.
Birini tanıyor musun?
- Birisini mi bekliyorsun?
- Birisini mi bekliyorsunuz?
Birini bekliyorum.
Ben başka birini istiyorum.
Hiç erkek sevdin mi?
- Bana birini anımsatıyorsunuz.
- Bana birini hatırlatıyorsunuz.
Birini gözetliyorum.
- Birisini mi bekliyorsun?
- Birisini mi bekliyorsunuz?
- Beklediğin biri mi var?
Lütfen başka birine sor.
Birine evlenme teklif et.
Kimsenin umurunda değil mi?
Sana yardım edecek birini buldun mu?
Birinden bir şemsiye ödünç alırım.
Boston'da birini tanıyorum.
Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi
Birini öldürmeden önce Tom'u bulun.
Gördüğüm birini tanıdığımı sandım.
Tom adlı birini tanıyor musun?
Bana önceden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.
Civarda başka kimseyi fark ettin mi?
Birine hiç Fransızca öğrettin mi?
Fransızca konuşabilen birini arıyorum.
Güvenebileceğin birine ihtiyacı var.
Ben onun yerini alacak birini aradım.
Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
bana iş vermeyi kabul eden birini buldum
Demek ki birine nezaketsiz demek, onu nezaketsizlikle suçlamak
O, tavsiye için yardımını isteyebileceği birini istiyor.
Fransızca konuşabilen birini arıyorum.
Fransızca konuşan birini tanıyor musun?
Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
Portekizce konuşabilen birini arıyorum.
Sen bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.
Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.
Birini iyi tanımak her zaman zaman alır.
Birini görünüşüne göre yargılama.
Hiç kimse onun gibi erkeklere saygı duymadı.
Çok iyi Rusça konuşan birini tanıyorum.
Birlikte ingilizce öğreneceğim birine bakıyorum.
Hiç Fransızca konuşan birini duydun mu?
Fransızcayı iyi konuşan birini tanıyorum.
Tom'a bakacak birine ihtiyacım olacak.
Tom'un kendine araba sürmeyi öğretecek birine ihtiyacı var.
Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?
Tavsiye için baş vuracağı birine ihtiyacı var.
Yan odada dolaşan birini duyuyor musun?
Ben bilgi paylaşmak için birini arıyorum.
Her gün senin gibi biriyle karşılaşmıyorum.
Daha önce Tom gibi birini hiç görmedim.
Fransızcayı çok iyi konuşan birini tanıyorum.
Geçen gün âşık olabileceğimi düşündüğüm biriyle tanıştım.
O bunu başka birinden duymadan önce Tom'a söylemek zorundayız.
Ekstra odamı kiralamak isteyen birini düşünebiliyor musunuz?
Matem tutmak için doğru ya da yanlış yol yoktur.
Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.
Patron suçlayacak birini arıyor.
Üniversite hakkında kesinlikle hiçbir şey biliyorum, bu nedenle başka birine sor.
Okuma birinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmeye eşdeğerdir.
Onlardan biri, birini katil eden kişinin rolünü oynayacak bir aktör.
Bana yardım edecek birini nerede bulabilirim?
O bilgiyi bize bulabilecek birini tanıdığını söyledin.
Ben sadece daha önce Boston'da bulunmuş birinden biraz tavsiye istedim.
Seni sevdiğim kadar çok seveceğim birine asla rastlamadım.
Tom, bir belgeyi Fransızcadan İngilizceye çevirmede ona yardım edecek birisini arıyor.
Tom dün burada olmadığını söylüyor. O gördüğün başka biri olmalı.
Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.
Ondan, onu, evi oğluna ya da başka birine boyattırmaya ikna etmesi rica edildi.
Olmadığım bir şey gibi davranamam.
Buenos Aires'te ölmüş biri Uruguay'a naklediliyormuş gibi yaptık.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.