Examples of using "żywe" in a sentence and their turkish translations:
Renkler canlı.
Hayvanı canlı olarak yakalamalısın.
-Sektörü bitirdiniz. -Canlı çiçeklerimiz de var.
Neredeyse tüm köpekler hayatta.
Burada yaşayan her canlı olacak.
Bu suni çiçeklerle öldürdünüz bizi. Gerçek çiçeklerimiz de var.
Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.
O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.