Translation of "żywe" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "żywe" in a sentence and their turkish translations:

- Kolory są żywe.
- Ma żywe kolory.

Renkler canlı.

Musisz złapać zwierzę żywe.

Hayvanı canlı olarak yakalamalısın.

- Uśmiercacie przemysł. - Mamy też żywe.

-Sektörü bitirdiniz. -Canlı çiçeklerimiz de var.

Prawie wszystkie psy są żywe.

Neredeyse tüm köpekler hayatta.

Każde inne żywe stworzenie tu tak zrobi.

Burada yaşayan her canlı olacak.

Dobijacie nas tymi sztucznymi kwiatami. Mamy też żywe.

Bu suni çiçeklerle öldürdünüz bizi. Gerçek çiçeklerimiz de var.

Rozłamane serce jest przebudzone, żywe i wzywa do działania.

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

Jest za słaba, by stworzyć żywe kolory zdrowej ośmiornicy,

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.