Examples of using "가지" in a sentence and their turkish translations:
Üç fikir, üç çelişki.
Üç strateji.
bir fikir,
Dört tane soru.
Ayrıca uykuyu -
İki nedenle buradayım, iki mesaj vermek istiyorum.
Size birkaç örnek göstereceğim
Sadece üç ilaçla
Bu örneklerden bazıları üzerinde konuşalım.
Size bazı örnekler vereyim.
Birkaç örnek vereyim.
bir daha asla işe gitmeyecek.
Size üç tüyo vermeme izin verin.
Ancak son bir şey daha;
iki şeyden ötürü:
Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;
Şunu aklınızda tutun:
Tamam, burada yapılacaklar için iki seçeneğimiz var.
Bir yere gitme, orada kal.
O yüzden iki şey yapmalıyız.
Size iki örnek vereyim.
Size iki hikaye daha anlatayım.
ve ben burada konuşurken
Hepimizin aklına bazı örnekler geliyor değil mi?
İki tip zihniyet vardır:
Beş adet reformla.
Aklına gelen tek bir şey vardı.
Bir hafta sürede tamamlanan
Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.
Bunu üç çelişki paylaşarak yaptım:
ki TED'in açılımında bile üç fikir var:
Mezgit avcılığı ülkedeki en büyük balık avcılığıdır,
Öyle sanıyorum ki bunun sebebi
Her ikisi de etkileşimli ve birleştirici.
Bu ikisi de iklimi etkiliyor
dünyayı değiştirebilecek nadir şeylerden biridir.
sadece tek bir sebebi var:
Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.
Ben de bir deney yaptım.
Bunun üç sonucu olacak.
İşte, iklim hakkındaki gerçekler.
Toprak bozunması pek çok sebepten dolayı kötüdür,
Merkatör projeksiyonu ise birkaç nedenden ötürü popülerdir.
Motive edilmiş davranışlar iki genel kategoriye ayrılır:
Yemek yememizin iki sebebi vardır:
Bugün, sizinle sadece üç strateji paylaşacağım.
Benim bütün çalışmalarımı destekleyen,
Helikoptere işaret vermek için iki seçeneğimiz var.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
cevaplayamadığım bir düşüce, bir soru
Biz de birkaç şey yapıyoruz.
Bu konuda daha da açık olmama izin verin:
yol açtığını söyleyebilirim.
Üç ana elementten oluşuyor:
Ben karbondioksiti havadan temizleyecek şekilde
ve bu iki şeyi de günlük hayatta
Bu benim için bir başarıdır.
Birkaç etkili ve ortak prensipte anlaşarak
Ama bir hikâyeyi sadece bir kere kullanmayın.
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
Ama bunu yapmanın birkaç farklı yolu var. Buna siz karar vereceksiniz.
Gelen mesaj üç kuralı taşımalıydı:
Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,
çünkü şu anda iki büyük şey bizim aleyhimize çalışıyor.
Araştırmam, bunun üç ana nedeni olduğunu gösteriyor.
Üç fikrim olduğunu söylerken yalan söylemiştim.
Dahası sosyal bilimin bize öğrettiği
Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.
İşyerlerinin, Project '87'den faydalanabileceği üç nokta var:
İlacı bastığımızda, biraz eğlenceli ayrıntı ekleyebiliriz.
Ama o üç fikre sahip olmadığımı söylemem sizi şaşırtabilir.
Harekete geçmeyi öldüren nu beş şeyi tanıdıktan sonra,
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.
Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.
Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.