Translation of "‎저도" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "‎저도" in a sentence and their turkish translations:

저도 마찬가지였죠.

Ben de kesinlikle değildim.

저도 알아요.

Bunu anlıyorum.

저도 정치인입니다.

Anlarsınız, ben bir siyasetçiyim

그래서 저도 노력했습니다

ben de bu yüzden azmettim.

저도 그렇게 불렀어요.

Ben de ona ''Yapışkan Vicky'' dedim.

저도 어찌할 줄 몰라

Bilmiyordum,

저도 동감할 수 있었어요.

O hissi tanıyordum.

저도 그 기분을 알죠.

Bu hissi biliyorum.

저도 히말라야에 살고 있습니다.

Himalayalar'da yaşıyorum.

저도 같은 이유로 책을 씁니다.

Ben de aynı nedenlerden dolayı yazıyorum.

저도 그런 이야기를 많이 썼어요.

Bende bu hikâyelerden çok var.

사람들이 저도 다르게 대할 거예요."

bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."

저도 그 기분을 잘 알죠.

Bu hissi biliyor muyum?

"저도 알아요"라고 저는 말합니다.

Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,

해보시겠습니까? 당신이 하신다면, 저도 하죠

Buna var mısınız? Siz varsanız ben de varım.

‎저도 자연의 일원이라는 ‎소속감이 생겼어요

buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

저도 비판과 유해한 환경을 경험해야 했습니다.

Eleştiri ve toksiklikten payımı aldım.

오랑우탄이 산다면 저도 살 수 있습니다

Bu orangutanlar için yeterince iyiyse benim için de iyidir.

제가 직접 봤잖아요. 저도 직접 참여했어요.

Başından beri bizzat gördüm,

저도 모르는 사이에 가장 중요한 가르침으로

ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,

저도 모르지만 해보기 전엔 모르는 일입니다.

Bilmiyorum ama eğer denemezsek bulamayacağımız kesin.

저도 지구의 상황이 많이 좋지 않다고는 느꼈지만

dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm.

여러분들이 저를 판단하는 것만큼 저도 여러분을 판단합니다.

Senin beni yargıladığını düşündüğün kadar ben de seni yargılıyorum.

아버지와 같이 저도 레슬링의 모든 것을 좋아했습니다

Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim:

하지만 저도 모르는 새에 트롤들은 저를 훈련했고,

Farkına varmadığım şey ise, benim trollerin beni bir tür aşıladığı,

다른 사람들과 마찬가지로 저도 처음 이 일을 시작할때

Herkes gibi ben de bu işe başladığımda

어떨 땐 저도 '#커피대화' 만남을 이루기까지 거의 1년이 걸렸어요.

Bazen benim bir #dialoguecoffee görüşmesi ayarlamam yaklaşık bir yılımı aldı.

저도 어떤 식으로든 반응을 해야 한다는 걸 알지만, 어떻게 해야할까요?

Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?

저도 거울 앞에 서서 새로 생긴 점을 하나 하나 바라봤어요.

yeni nokta oluşunca aynaya bakıyordum

저도 그 웨이터가 저를 기분 나쁘게 하려고 한 것이 아님을 압니다.

Kötü niyetli olmadıklarını biliyorum.

‎문어가 이 고비를 ‎잘 넘길 수 있을 것 같았어요 ‎당시 저도 인생에서 ‎큰 고비를 맞았다고 느꼈는데

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.