Translation of "말합니다" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "말합니다" in a sentence and their turkish translations:

파급 효과를 말합니다.

Yani burada bir tür dalga etkisi var.

초반에 마이클 코를레오네가 말합니다.

başlangıçta Michael Corleone diyor ki

환자 보건복지부에 대해 말합니다.

hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.

청년들은 걱정이 된다고 말합니다.

Çünkü gençler bize kaygılandıklarını söylüyorlar.

딸은 최대한 요령있게 말합니다.

bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde

지금은 모든 것이 괜찮다고 말합니다.

her şey gayet güzel.

사회가 너희들을 원하지 않는다고 말합니다.

toplumun onları istemediklerini,

"저도 알아요"라고 저는 말합니다.

Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,

예전에는 길이 무척 위험했다고들 말합니다.

önceki gelişlerinde yolun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.

그는 이제 이스라엘사람들을 싫어하지 않는다고 말합니다.

Bassam hâlâ İsraillilerden nefret etmediğini söylüyor,

죽으면서 토양으로 다시 돌아가는 과정을 말합니다.

toprağa gelir.

우리는 흔히 참전이나 투옥 이후의 맥락에서 말합니다.

hem de savaş ve hapsolma bağlamında.

엄마와 아이 사이의 피부장벽이 사라지는 순간을 말합니다.

Anne ve çocuk arasındaki ten duvarının kalktığı andır,

그러나 전문가들은 코뿔소가 타고난 킬러는 아니라고 말합니다

Ancak uzmanlar, gergedanların doğuştan katil olmadığını savunur.

"사람들은 항상 독감에 걸린다고 말합니다. 독감이 그렇게합니다.

"İnsanlar her zaman söyler, efendim, grip bunu yapar, grip şunu yapar.

정치 전문기자나, 경제 전문 기자가 되는 것을 말합니다.

siyaset muhabirliğine veya iş dünyası muhabirliğine.

실력주의는 당신이 성취한 것이 곧 당신 자신이라고 말합니다.

Meristokrasinin mesajına göre başardığınız şeysiniz.

각종 센서를 심해에 설치하는 일에 소모되는 에너지를 말합니다.

sensörleri derin okyanusa göndermek için gerekli olan enerji.

이런 경우 광분한 코뿔소를 벗어날 길은 없다고 말합니다

insanların azgın bir gergedandan kurtulma şansı olmadığını söylüyor.

어느 날, AI가 말합니다. "제발 저를 재시작하지 말아주세요."

Bir gün YZ "Lütfen beni yeniden başlatma" diyor.

야생동물 생물학자 웡 시우 테 박사는 위협을 느낀 코뿔소가 가장 위험하다고 말합니다

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.