Translation of "‎동시에" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‎동시에" in a sentence and their turkish translations:

‎동시에 기회이기도 하죠

Tabii fırsatlar da.

하지만 동시에 저는 사랑을

Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.

하지만 그와 동시에 로켓을 만듭니다

ama bir yandan da roket yapıyoruz.

그와 동시에, "내가 할 수 있을까?

Bir yandan da şöyle dedim "Bunu yapabilir miyim?

이는 인간의 놀라운 집념을 보여주는 동시에

insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin

동시에, 다른 사람들도 서로 융화하지 못하고

Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,

그와 함께 경험하며 동시에 창조해 갑니다.

yaşadığı deneyimi onunla beraber yaşayabiliyorduk,

어떻게 동시에 이처럼 위험을 감수할 수 있죠?

aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?

이는 우리가 행동에 나서야 한다는 신호인 동시에

Bu da hem harekete geçmemiz için

하지만 그와 동시에 잠재적으로 엄청난 기회이기도 합니다.

Ama krizlerin sunduğu fırsatların da farkındalar.

그리고 저와 동시에 같은 생각을 떠올린 협력자들을 발견했죠.

benimle aynı fikre sahip destekçiler buldum

동시에 이는 사람들의 참여가 그토록 중요한 이유이기도 합니다.

İşte bu yüzden insanları devreye sokmak bu kadar mühim.

자만에 빠지지 않으면서도 동시에 야심에 찬 자세가 필요합니다.

Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.

허나 동시에 그녀는 결단력과 지도력이 있었다. 옐리자베타는 프랑스, 오스트리아와 손잡고

Ama Elizabeth aynı zamanda liderlik yetisine de sahipti.

한 시장을 두고 일본이나 미국의 기업과 경쟁을 했어야 했지. 하지만 또 동시에

Japonya'dan ya da ABD'den kurumsal devlerle mücadele etmesi gerekiyordu. Ancak, aynı zamanda, hükümetin