Examples of using "동시에" in a sentence and their turkish translations:
Tabii fırsatlar da.
Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.
ama bir yandan da roket yapıyoruz.
Bir yandan da şöyle dedim "Bunu yapabilir miyim?
insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin
Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,
yaşadığı deneyimi onunla beraber yaşayabiliyorduk,
aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?
Bu da hem harekete geçmemiz için
Ama krizlerin sunduğu fırsatların da farkındalar.
benimle aynı fikre sahip destekçiler buldum
İşte bu yüzden insanları devreye sokmak bu kadar mühim.
Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.
Ama Elizabeth aynı zamanda liderlik yetisine de sahipti.
Japonya'dan ya da ABD'den kurumsal devlerle mücadele etmesi gerekiyordu. Ancak, aynı zamanda, hükümetin