Examples of using "인간의" in a sentence and their turkish translations:
İnsanoğlunun sefaleti
Bir insan çabası.
Beyinle başlayacağım
İnsan Ekibine katılın.
korunması gereken bir insan hakkı.
İnsan olma durumunun
geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.
Tamam, ben ''İnsan Ekibi''ndeyim.
Bilim, merak duygusu ve dayanışma için de geçerlidir.
İnsanlar bunu duyamaz.
İnsan sosyal gelişim teorilerine göre
ama insan yaşamı genellikle 100 yıldan daha az sürer.
insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin
hepsinin en önemlisi olan yaşam ile başlıyoruz.
Burada cildin yüzeyini görüyorsunuz.
Hiçbir insanın bağışıklık sistemi bu virüs ile karşılaşmadı.
insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne
insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.
Son olarak, Aydınlanma insan doğasına aykırı mı?
Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.
mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.
ama öncelikle insani değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeliyiz.
Fakat artık bizim okyanuslarda yarattığımız etkiler de gece hayatında yeni davranışlar doğurmaktadır.
üç ana kısma ayrıldığını görürüz.
insanlar artık yaratıcılıklarıyla değerlendirilmiyorlar.
Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.
Tüm gergedanlar için en büyük tehdit insanlığın açgözlülüğü ve büyük bir kâr vaadi.