Examples of using "Fortunati" in a sentence and their turkish translations:
Gerçekten şanslıyız.
Biz şanslıyız.
Onlar şanslıydı.
Onlar şanslılar.
Bazılarının şansı yaver gitmiş.
Onlar şanslı, değil mi?
Bu kez şanslıydınız.
Kendinizi şanslı düşünün.
Tom ve Mary çok şanslıydı.
Sana burada sahip olduğumuz için şanslıyız.
Tom ve Mary şanslı.
Çok şanslıydık.
Şanslı değildik.
Kendini şanslı görüyor musun?
Neyse ki belki de bunu yapmak zorunda değiliz.
ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.
Şansımız varsa bir akrep yakalarız.
Belki şansımız yaver gider.
Biz şanslı olabiliriz.
Şanslıydık.
Şanslı değil miyiz?
Biz sadece şanslıyız.
Çok şanslıydık.
Şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
Ben şanslı olanlardan biriyim.
Sanırım biz şanslıydık.
Biz çok şanslıydık.
Şanslıydın, değil mi?
İkiniz de çok şanslısınız.
Burada olduğumuz için şanslıyız.
Tom ve Mary, John burada olmadığı için şanslı.
Peki ya ortaokula gidebilen çok az şanslı genç?
Tom ve Mary hayatta oldukları için çok şanslılar.
Hayatta olduğumuz için şanslıyız.
Onlar hayatta olduğu için şanslı.
Tom'a sahip olduğumuz için şanslıyız.
İkiniz de çok şanslısınız, değil mi?
Tom onların şanslı olduğunu söyledi.
Biz aslında oldukça şanslıyız.
Hâlâ hayatta olduğumuz için şanslıyız.
Sen şanslı mısın?
Şanslıydık. Yağmur yağmadı.
Siz şanslısınız.
Ancak bu kadar şanslı olmayan yüz milyonlarca genç var
Şanslıydın.
Diğerleri çok şanslı değildi.
Hava çok güzel olduğu için şanslıyız.
Anahtarlarımızı bulduğumuz için şanslıydık.
Onlar anahtarlarını buldukları için şanslıydılar.
Gelecek sefer bu kadar şanslı olamayabiliriz.
Tom bizimle burada olmadığı için şanslıyız.
Gerçekten şanslıydın.
Kendini şanslı hissediyor musun?
Sen şanslısın, değil mi?
Gerçekten şanslısın.
Çok şanslısın.
Bazen şanslısın.
Vay, sen çok şanslısın!
Gelecek sefere iyi şanslar.
Şanslı olduğunu düşünüyorum.
Anahtarlarını bulmak için şanslıydın.