Examples of using "Fortunata" in a sentence and their turkish translations:
O şanslıdır.
Sen şanslı bir kızsın.
Şanslı sinek.
O şanslı bir kız.
Ben şanslıyım.
Kendini şanslı düşün.
Hayatta olduğu için şanslı.
Sen şanslı mısın?
- Gerçekten şanslıyım.
- Gerçekten çok şanslıyım.
Siz şanslısınız.
Tom Mary'nin şanslı olduğunu söyledi.
Şanslıydın.
Ne şanslı bir kişi o!
Ben çok şanslıyım.
Kendimi şanslı kabul ediyorum.
Şanslı hissediyorum.
Sadece şanslıyım.
Ben oldukça şanslıydım.
hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,
Ne kadar şanslıyım!
Oldukça şanslıyım.
- İnanılmaz şanslıyım.
- Acayip şanslıyım.
Birden şanslı oldum.
Gerçekten şanslıydın.
O, anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.
Çok şanslı olmalıyım!
Kendini şanslı hissediyor musun?
Sen şanslısın, değil mi?
- Çok da şanslı değilim.
- Çok şanslı değilim.
Bugün şanslı hissediyorum.
Oldukça şanslı hissediyorum.
Ben çok şanslıydım.
Ben kesinlikle şanslıydım.
Ben çok şanslı değildim.
Oldukça şanslı hissettim.
Gerçekten şanslısın.
Senin şanslı günün.
Senin kadar şanslı değilim.
Çok şanslısın.
Şanslı olan kim?
Sanırım ben şanslıyım.
Şanslıydın, değil mi?
Oldukça şanslıydım.
Ben de çok şanslıyım.
Çok şanslıydım.
Bunu gördüğüme şanslıydım.
Buna sahip olduğum için şanslıyım.
Mary anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.
Çok şanslıydım.
Sadece şanslı olduğumu düşündüm.
Ben çok şanslı hissetmiyorum.
Ben oldukça şanslı olduğumu düşünüyorum.
Ben çok, çok şanslıydım.
Arkadaşın çok şanslı.
Buna sahip olduğum için şanslıyım.
Bu benim şanslı günüm.
Bazen şanslısın.
Vay, sen çok şanslısın!
Çok şanslı olduğumu biliyorum.
Bugün benim şanslı günüm.
Ben şanslıydım.
İyi bir koltuk bulacak kadar şanslıydım.
Anahtarlarımı bulmakla şanslıydım.
Ben iyi öğretmenlere sahip olduğum için şanslıyım.
Neyse ki iyi bir iş buldum.
Şanslı olduğunu düşünüyorum.
Anahtarlarını bulmak için şanslıydın.
Gelecek sefere iyi şanslar.
U-dönüşü yapılmaz levhası olmayan bir kavşakta bir U-dönüşü yaptığımdan dolayı polisin bana bir trafik cezası makbuzu yazmamasından dolayı şanslıydım.