Examples of using "Sottovalutato" in a sentence and their turkish translations:
- Sen onu küçümsedin.
- Sen onu hafife aldın.
- Sen onu küçümsedin.
- Sen onu hafife aldın.
- Onu küçümsedim.
- Onu hafife aldım.
Hepiniz Tom'u küçümsediniz.
Tom'u hiç küçümsemedim.
Tom kendini az değer görmüş hissediyor.
- Sen beni küçümsedin.
- Sen beni hafife aldın.
Tom'u küçümsedim.
Düşmanı hafife aldık.
Tom, Mary'yi küçümsedi.
Almanya'da İtalyan Mafyası hafife alınan bir sorundur.