Examples of using "Scuro" in a sentence and their turkish translations:
Birdenbire gökyüzü karardı.
O esmer ve yakışıklı.
Koyu kırmızıyı daha çok severim.
Gökyüzü karardı.
O koyu yeşildi.
- Koyu siyahtı.
- Lacivertti.
Gökyüzü karanlıktı.
Karanlıktı.
Köprünün altı karanlıktı.
Bu kiraz koyu kırmızı.
Tom'un ofisi karanlık.
Tom esmer ve yakışıklıdır.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Gökyüzü gittikçe karardı.
Hava karanlık.
Mary koyu kahverengi elbise giyiyordu.
Koyu renk giymeyi sever.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Tom koyu kahverengi ayakkabı giyiyordu.
Büyük nehir, alüvyonla kararmıştı.
Gözlerinde derin bir uçurumun karanlığı vardı.
Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.
Onun beyaz ayakkabıları koyu kırmızı izler bırakıyor.
Tik ağacı mobilya yapmada kullanılan koyu bir ahşaptır.
Ansızın büyük yağmur damlaları karanlık gökyüzünden düşmeye başladı.
New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.
Gömleğim kırmızı ve ayakkabım koyu mavidir.
Çok karanlıktı.
Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Tom kasvetli.