Translation of "Poteri" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Poteri" in a sentence and their turkish translations:

- Mia mamma ha poteri psichici.
- Mia mamma ha dei poteri psichici.

Annemin psişik güçleri vardır.

- Sto perdendo i miei poteri.
- Io sto perdendo i miei poteri.

Ben güçlerini kaybediyorum.

Conoscete i vostri super poteri.

Özel güçlerimizin neler olduğunu biliyorsunuz.

- Il re fu spogliato dei suoi poteri.
- Il re è stato spogliato dei suoi poteri.

Kralın gücü elinden alındı.

- Penso che Mary abbia dei poteri speciali.
- Io penso che Mary abbia dei poteri speciali.

- Sanırım Mary'nin özel güçleri var.
- Mary'nin özel güçleri olduğunu düşünüyorum.

Da grandi poteri derivano grandi responsabilità.

Büyük güç, büyük sorumluluk getirir.

Uno dei poteri di Ōmukade è il morso velenoso:

Ōmukade'nin güçlerinden biri zehirli ısırığıdır

Nelle pinete della Scandinavia c'è una creatura con poteri quasi soprannaturali.

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

- Nei tempi antichi, gli uomini si vendevano al Diavolo per acquisire poteri magici. Al giorno d'oggi acquisiscono tali poteri dalla scienza, e si trovano costretti a diventare diavoli.
- Nei tempi antichi, gli uomini si vendevano al Diavolo per acquisire poteri magici. Al giorno d'oggi acquisiscono tali poteri dalla scienza, e si trovano costretti a diventare demoni.

Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.

La Russia si unì alla coalizione dei poteri Europei che lottavano contro la Rivoluzione Francese.

Rusya avrupalı güçlerin İhtilal Fransasına karşı oluşturduğu koalisyona katılmıştır.

Le diverse forme di culto che esistevano nel mondo romano erano tutte considerate dal popolo egualmente vere, dai filosofi egualmente false, e dai pubblici poteri egualmente utili. Perciò la tolleranza provocava non solo indulgenza reciproca, ma anche concordia religiosa.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.