Examples of using "Portando" in a sentence and their turkish translations:
Onları nereye götürüyorsun?
Bizi nereye götürüyorsun?
Seni nereye götürüyorlar?
- Beni nereye götürüyorsunuz?
- Beni nereye götürüyorsun?
Onları hastaneye götürüyorum.
- Seni eve götürüyorum.
- Sizi eve götürüyorum.
O gözlük takıyor.
Bunu onlara götürüyorum.
Bunu ona götürüyorum.
Bunu ona götürüyorum.
Onları parka götürüyorum.
Onları eve götürüyorum.
Tom'un bizi nereye götürdüğünü biliyor musun?
Ben sadece iki valiz getiriyorum.
Bunu ona götürüyorum.
Bunu ona götürüyorum.
Onu nereye götürüyorlar?
Onu nereye götürüyorlar?
Onu hastaneye götürüyorum.
Onu hastaneye götürüyorum.
O gözlük takıyor.
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
Eve bir pizza getiriyorum.
Tom'u nereye götürdüklerini biliyorum.
Tom'u eve götürüyorum.
Bunu onlara götürüyorum.
- Onu yanımda götürüyorum.
- Yanımda götürüyorum.
Onu parka götürüyorum.
Onu parka götürüyorum.
Onu eve götürüyorum.
Onu eve götürüyorum.
Hey, beni nereye götürüyorsun?
- Onu yanımda götürüyorum.
- Yanımda götürüyorum.
Onları benimle eve götürüyorum.
- Tom'un beni nereye götürdüğünü bilmiyordum.
- Ben Tom'un beni nereye götürdüğünü bilmiyordum.
Tom çöpü dışarıya götürüyor.
Tom bir işitme cihazı takıyor.
Ona öğle yemeğini götürüyorum.
Ona öğle yemeğini götürüyorum.
Tom'a biraz yiyecek götürüyorum.
Tom bir şemsiye taşıyor.
Tom'u benimle birlikte Boston'a götürüyorm.
Ona biraz yiyecek götürüyorum.
Ona biraz yiyecek götürüyorum.
Onu benimle eve götürüyorum.
Onu benimle eve götürüyorum.
Onu yürüyüşe götürüyorum.
Onu yürüyüşe götürüyorum.
Ben Tom'un beni nereye götürdüğünü bilmiyordum.
Günün son ışıklarını da beraberinde götürüyor.
Onlara biraz yiyecek götürüyorum.
Tom köpeğini dolaştırıyor.
Ben Tom'u en sevdiği restorana götürüyorum.
Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en
Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.