Examples of using "Marrone" in a sentence and their turkish translations:
Bu kahverengi kravatı alacaktım.
Kedi kahverengi.
- Kedi kahverengi.
- Kedi kahverengidir.
Bu muz kahverengidir.
Kahverengi şapka eski.
Kahverengi at hızlıdır.
Postane kahverengi binadır.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Şu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
Tom'un köpeği kahverengi.
İlaç kahverengi bir sıvıydı.
Tom kahverengi bir evde yaşıyor.
Mary koyu kahverengi elbise giyiyordu.
Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
Gömleğim kahverengi değil.
Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.
Duvarlar açık kahverengiye boyandı.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Tom koyu kahverengi ayakkabı giyiyordu.
En sevdiğim renk kahverengidir.
Masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
Kahverengi ceketli o kadın kim?
Kahverengi ceketli kadın kim?
Derinlere doğru kahverengi ve mor tonları
Onun vücudu kahverengi kürkle kaplıydı.
Kahverengi bir elbiseye uyacak bir şapka arıyorum.
Hızlı kahverengi tilki, tembel bir köpeğin üzerinden atlar.
- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.
Aşırılığa karşı gün için slogan "kahverengi yerine çok renkli" idi.