Translation of "Lasciar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Lasciar" in a sentence and their turkish translations:

Non lasciar scorrere l'acqua.

- Suyu açık bırakma.
- Musluğu açık bırakma.

lasciar andare preconcetti e ipotesi;

ön yargı ve varsayımlarınızdan arınmak;

Preferisco lasciar perdere. Meglio scendere.

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

Tom non vuol lasciar andare Mary.

Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.

Non avrei potuto lasciar andare Tom.

Tom'un gitmesine izin veremedim.

Piuttosto che lasciar nuotare le famiglie afroamericane.

halka açık havuzu boşaltmaya karar verdiler.

Tom non avrebbe dovuto lasciar guidare Maria.

Tom Mary'nin araba sürmesine izin vermemeliydi.

Da dove cominciare? Cosa vogliamo lasciar perdere?

Nereden başlamalı?

- È difficile lasciare perdere.
- È difficile lasciar perdere.

Bırakmak zordur.

Non ho intenzione di lasciar andare Tom da solo a Boston.

Tom'un tek başına Boston'a gitmesine izin vermeyeceğim.