Examples of using "L'unica" in a sentence and their turkish translations:
Ben tek kadındım.
Tek çözüm kaçmak.
Ayrıca uykuyu -
Bu tek açıklama.
Bu tek neden mi?
O tek farktı.
Değişim değişmeyen tek şeydir.
İş için tek kişidir.
O, sahip olduğum tek arkadaştır.
O, partideki tek sarhoş kişiydi.
Yalnız da değil.
Tek kişi ben miyim?
Tek soru kimdir.
Tek soru nerededir.
Tek soru ne zamandır?
Tek soru nasıl?
Bu tek olası sonuç.
Bu tek alternatiftir.
Bu tek sebep değil.
Tek seçeneğin gitmek gibi görünüyor.
Güvenebileceğim tek kişisin.
Boston'da tanıdığım tek kişisin.
Ve Paris bir istisna değil.
hem de daha az söylemektense
Bu tek anahtar değil.
Ölüm tek kurtuluş mu?
Bu emin olduğum bir şey.
Tom buradaki tek ünlü kişi değil.
Tom bana yardım edebilecek tek kişi.
Boston'da burada tanıdığım tek insansın.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- Müsait olan tek oda bir çift kişilik.
Mary benim için tek kişidir.
Judy yönetim kurulunda tek kadın.
Benim tek ailem Tom.
Bu sahip olduğum tek kravat.
Odadaki tek kız Mary idi.
Bu Tom'un tek şansı.
Fransızca hiç iyi olmadığım tek dil.
Kimya kokan tek şey değildir.
Sen şimdiye kadar gerçekten sevdiğim tek kadınsın.
Bunu da ancak şu şekilde başarabiliriz;
Burada tanıdığım tek kişi Tom.
O tek olasılık.
Bu bırakılan tek şey.
Tom'un konuşabileceği tek dil Fransızca.
Öyleyse ben tek kişi değilim.
Beni dinleyecek tek kişi olabileceğini düşündüm.
Onun düşündüğü tek şey onu görmektir.
Tom şimdi oradaki tek kişidir.
Tom şikayet eden tek kişidir.
Konuşabildiğim tek dil Fransızcadır.
Dünyada tek.
Bu bir sonraki şehre giden tek yol.
Bu yapmış olabilecek tek kişi Tom.
Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
Dan'in bildiği tek yabancı dil İtalyancaydı.
Onları koruyabilecek tek kişi sensin.
Tom gerçekten güvenebileceğim tek kişi.
Onları tanıyan tek kişi benim.
Sen muz sevmeyen tanıdığım tek kişisin.
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.
Yapmak istediğim tek şey balık tutmaya gitmek.
Bu tek olası açıklama.
Tom bunu yapabilecek tanıdığım tek kişidir.
Bu tek mantılı açıklama.
Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
Gerçekten önemli olan tek şey senin mutlu olup olmamandır.
Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.
- Sanırım yalnızca ben farkındayım.
- Sanırım sadece ben uyanığım.
O konuyu bilen tek kişiydim.
bu kopyalarda sadece resimdeki renkleri değiştirdim.
Tom şimdiye kadar gerçekten sevdiğim tek kişidir.
Sosyal medyada bir tek Twitter'ı kullanıyorum.
Tom için önemli olan tek şey, onun ne kadar para kazandığıdır.
Meşgul olan tek kişi sen değilsin.
Sen aç olan tek kişi değilsin.
Sen güvendiğim tek kişisin.
Bu sorunu olan tek kişi sen değilsin.
ama o zamanlar yapmayı düşündüğüm tek şey
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.
Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,
Tom bunu yapabilecek tek kişi.
Bu konuda bilen tek kişi bendim.
Tom'un nerede olduğunu bilen tek benim.
Aptal görünen tek kişi ben değildim.
Seninle aynı fikirde olan tek kişi ben miyim?
Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.
Uygurları tanımayan tek kişi benim.
O, dünyadaki tek kız olsa bile onunla flört etmem.
Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.
Bir çılgınla benim aramdaki tek fark benim bir çılgın olmamamdır.
Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.
Mary, Tom'un tek kızıdır.
Tom beyzbol izlemeyi sevmeyen tanıdığım tek kişi.
Tom'un gerçekten hoşlandığı tek şey Mary ile satranç oynamaktır.
Bu zafer için Napolyon sonunda ona Mareşal'in copunu verdi -
Jane Cobb, onun şimdiki sekreteri, ofiste ona katlanabilen tek kişi.