Examples of using "Dovrà" in a sentence and their turkish translations:
Oraya gitmek zorunda kalacak.
Tom onu yapmak zorunda kalacak.
Tom terk etmek zorunda kalacak.
- Seni mecburen unutacak.
- O seni unutmak zorunda kalacak.
Tom'un bana yardım etmesi gerekecek.
Tom oraya gitmek zorunda kalacak.
Tom özür dilemek zorunda kalmayacak.
Tom bunu yapmak zorunda kalmayacak.
Tom beklemek zorunda kalacak.
Bu beklemek zorunda kalacak.
Tom değişmek zorunda kalacak.
Binadan çıkmak zorunda kalacak.
Tom'un bir şey söylemesine gerek olmayacak.
Şehrin daha içlerine doğru girmeli.
Herkes için yemek pişirmek zorunda kalacak.
Tom'un değiştirilmesi gerekecek.
Tom'un burada beklemesi gerekecek.
Tom'un planlarını değiştirmek zorunda kalacak.
Tom Mary'yi durdurmak zorunda kalacak.
Tom Mary'ye yardım etmek zorunda kalacak.
Bununla yüzleşmek zorunda kalacaksın.
Onu pratik yapmak zorunda kalacaksın.
Yarın erken kalkmak zorunda kalacak.
Yolunu bulmak zorunda,
Kilidin kırılması gerekecek.
Tom Mary'yi beklemek zorunda kalmayacak.
Tom burada çalışmak zorunda olmayacak.
- Tom Mary ile konuşmak zorunda kalacak.
- Tom'un Mary ile konuşması gerekecek.
Tom daha fazla çalışmak zorunda kalacak.
Beni affetmek zorunda kalacaksın.
Ona söylemek zorunda alacak mısın?
Onu bulmak zorundasın.
Tom uzun süre beklemek zorunda kalmayacak.
Bunun öğle yemeği için yapılması gerekecek.
Tom'un ailesine bildirilmesi gerekecek.
- Buraya gelmelisin.
- Buraya gelmek zorunda olacaksın.
Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
Şimdi gitmek zorunda kalacaksın.
Tom'un bu gece geç vakte kadar çalışmak zorunda kalmayacağına eminim.
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Burada beklemek zorunda kalacaksın.
Böylece kimseye bir şey sormak zorunda kalmayacak.
Yani onlardan biri gitmek zorunda. Ama hangi biri?
Daha özel olmak zorunda kalacaksın.
Sanırım onlara yardım etmek zorunda kalacaksın.
Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.
Yemek pişirmeyi öğrenmek zorunda kalacaksın.
Bizimle gelmen gerekecek.
Tom'a güvenmek zorunda kalacaksın.
Tom'la konuşmak zorunda kalacaksın.
Ona söylemek zorunda olacak mısın?
Yüksek sesle konuşman gerekecek.
Projeye katılmak zorunda kalacaksın.
Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.
15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.
- Beklemek ve görmek zorunda kalacaksınız.
- Beklemeniz ve görmeniz gerekecek.
Benimle konuşmak zorunda kalacaksın.
Onunla konuşmak zorunda kalacaksın.
Onunla konuşmak zorunda kalacaksın.
Onlara söylemek zorunda kalacak mısın?
Sanırım bana yardım etmek zorunda kalacaksın.
Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.
Yumurtaları yapay olarak üretmek zorunda olacaksın.
Başka birine sormak zorunda kalacaksın.
- Bunu başka bir yerde yapman gerekecek.
- Bunu başka bir yerde yapmak zorunda olacaksın.
Seneye İngiltere'ye gitmen gerekecek.
Onun sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalmayacaksın?
- Gelecek sene Boston'a gitmeniz gerekecek.
- Gelecek yıl Boston'a gitmek zorunda kalacaksın.
Saat kaçta yatmak zorunda kalacaksın?
Onun hakkında Tom'a sormak zorunda kalacaksın. Ben bilmiyorum.
Bu konuda daha fazla ayrıntı istiyorsanız, patronuma sormanız gerekecek.