Examples of using "Disastro" in a sentence and their turkish translations:
Ne felaket ama!
Ama bu bir felaket.
Bu bir felaket olurdu.
Bu bir felâket olacak.
O bir felaketti.
O matematikte kötüdür.
Bu bir felaket.
Bu bir felaket olmayacak.
Bu tam bir felaket.
Sadece bir felâketti.
Bu yer karışık.
Tam bir felaketti.
O parti bir felaketti!
O, kötü yemek yapar.
Yaptığım her şey bir felakete dönüşüyor.
Haiti'deki deprem bir felaketti.
Bu büyük bir çevre felaketi.
Biz felakete doğru gidiyoruz.
Odam tam bir karmaşa.
ve bu insanlığın beşte biri için felaket olacak.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
O gün evde kalsaydı, felaketle karşılaşmazdı.
Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.