Examples of using "Col" in a sentence and their turkish translations:
Ateşe atın!
Kırmızı ışıkta geçtin.
Gitmek istersen bebekle kalırım.
Fransızcamı pratik yapmak istiyorum.
Gecenin karanlığında...
Avukatım ile konuş.
Akşamları, köpeğimle yürüyüşe çıkarım.
Tom başını salladı.
Beni görme bahanesiyle geldi.
"Blockbuster videoları yapacağız,"
O, ev işiyle meşguldü.
Paul baba ile birlikte geri geldi.
Köpeğimle oynamayı seviyorum.
Kapüşon giydim.
Bahçeniz nasıl?
Ateşle oynamayın.
Ona Fransızcada yardım et.
Bazen balıkla kırmızı şarap içer misin?
Durum ile bir ilgim yok.
Tebeşirle yazmak kolay değil.
Yemek ona yaramadı.
Su sıcak havada daha hızlı buharlaşır.
O ekmek ve tereyağı seviyor.
Telefonunla bir resim çek.
Margarini tereyağı ile karıştırdın mı?
Zamanla ve yavaş yavaş daha iyi oldum.
Anne bir bıçakla peyniri kesti.
Zamanla bütün bu küçük sorunlar çözülecektir.
Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu.
Zaman geçtikçe ve başarım arttıkça
El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.
Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.
Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
Pembe elbiseli kız kimdir?
Ben vali ile konuşma fırsatından yararlanmak istiyorum.
Kediyle oynamayı bırak. Gitmek zorundayız.
Dün ağabeyim ile tartıştım.
Zaman geçerken bilgelik artar.
Doktor hastalarla açık konuştu.
Tom şemsiyemi çaldı.
Tom Mary'ye ateşle oynamamasını söyledi.
Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.
seyircimle hakiki bir ilişki kurmak.
Neşelen!
Sorumlu kişiyle tanışmak istiyorum.
Tom olduğunu düşündüğü kadar Fransızcada iyi değildir.
şu anda mevcut başkanla görüyoruz.
Fakat ilk önce size bir hastamdan bahsedeyim.
Mark Pollock: Aslında, kimliğimi yeniden kurmayı başardım.
çünkü bugün konuştuğumuz mobil ödeme,
başarısızlıkla gelen hayal kırıklığını yaşamazlar.
Adı ve soyadı benimki ile aynı olan bir kadın tanıyorum.
- Doktor ona içmeyi bırakmasını tavsiye etti.
- Doktor ona içmeyi azaltmasını tavsiye etti.
İşinizde iyi şanslar!
O, işiyle meşguldür.
O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.
Parayla alınamayacak şey yoktur.
Kırmızı çatılı o ev Tom'un evidir.
Onun planını kabul ediyorum.
Atla birlikte tekneye bindi.
Siparişinizle ilgili bir sorun var.
Siparişiniz ile ilgili bir sorun var mı?
İyi işti! Ama yılan zehri bu sıcakta çok dayanmaz.
Zirveye ulaşıldığının haberi geldiğinde...
Teksas Meksika'ya sınırdır.
Termostatta sorun çıkmıştı.
Motorla ilgili bir sorun var mı?
Kırmızılı kız, merhaba!
Burnunu çekmeyi bırak.
Onun burnunu çektiğini duydum.
Tom benim köpeğimle oyun oynuyor.
Ketçaplı patates kızartmasını severim.
Christine tüm gün gölgede kaldı, çünkü güneş yanığı olmak istemiyordu.
İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.
Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...
Bunu elimden geldiği kadar dikkatli yapacağım.
Onun planına katılıyorum.
Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.
Tom yöneticiye şikayet ediyor.
Güvenlik başkanı ile konuşmak istiyorum.
Tom burnunu çekiyor.
Brie peyniriyle hangi şarap iyi gider?
İşimle ilgili bir sorun var mı?
Tom papağanıyla konuşuyor.
Siparişimle ilgili bir sorun var mı?
Siparişimle ilgili bir sorun var.
Kırmızı çatısı olan ev Tom'un evidir.
Hiç ketçaplı yumurta yedin mi?
Tom işi ile çok meşgul.
Tom köpeğimle oynamayı seviyor.
Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Kadere razı gelmektense ölmeyi tercih ederim.
- Zamanımız biraz kısıtlı.
- Pek vaktimiz yok.
Onun geçmişiyle maalesef büyük problemlerim var.
O konuyu atımla konuşacağım.