Examples of using "Allo" in a sentence and their turkish translations:
Hayvanat bahçesine gittik.
Onlar hayvanat bahçesine gittiler.
Hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?
Hayvanat bahçesine gitmek ister misiniz?
- Hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
- Hayvanat bahçesinde çalışırım.
Sporla ilgileniyorum.
Hayvanat bahçesine gittim.
O onu hayvanat bahçesine götürdü.
O bizi hayvanat bahçesine götürdü.
Hayvanat bahçesine gitmedim.
Şu otobüs sizi hayvanat bahçesine götürecektir.
Aynada kendine baktı.
Stada gitti.
Stadyuma gitti.
Hayvanat bahçesine gitmek istedim.
Dün hayvanat bahçesine gittim.
Eğer buraya getirebilirsek.
Hayvanat bahçesine gidelim.
Gösteriye gidiyor musun?
Fil, hayvanat bahçesine getirildi.
Ne kadar süredir hayvanat bahçesindeydin.
Genellikle İngilizceden İspanyolcaya çeviri yaparım.
O, onunla birlikte hayvanat bahçesine gitti.
Tom senin erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?
Benimle hayvanat bahçesine gitmek ister misin?
Mary aynada kendine baktı.
O, Chiba Stadyumu'na gidiyor.
Aynı şeyleri hissediyorum.
Hayvanat bahçesinde bir suaygırı gördüm.
Tom Mary'yi hayvanat bahçesine götürdü.
Jane aynada kendini inceledi.
Hayvanat bahçesine gitmek hoşuma gidiyor.
- Midemde şiddetli bir ağrı hissettim.
- Karnıma şiddetli bir ağrı girdi.
Aynadaki yansımasına tekrar baktı.
Hayvanat bahçesine gittim.
Gösteriye kim geliyor?
Aynı masada oturalım.
Aynada kendimi görmek isterim.
Karnın ağrıyor mu?
Hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?
Stadyuma gittin mi?
Biz aynı seviyedeyiz.
Hayvanat bahçesinde bazı garip hayvanlar var.
Lütfen bu cümleyi İspanyolcaya bağla.
Tom bizi hayvanat bahçesine götürdü.
O, aynada kendine bakmadı mı?
Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Eleştirmenler oyunun çok azını düşündüler.
Mide ağrıları geçti.
Tom Mary ile hayvanat bahçesine gitti.
Hayvanat bahçesinde maymunlar gördük.
Tom erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Midede keskin bir ağrım var.
Tom yahniye brokoli ekledi.
Tom gastrik kanserden öldü.
Tom hayvanat bahçesinde bir aslan gördü.
Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.
Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.
Midemde ciddi kramplar var.
Önümüzdeki pazar günü bir hayvanat bahçesine gideceğim.
Dün hayvanat bahçesine gittim.
Stadyumda kaç tane seyirci vardı?
Stadyuma nasıl gidebilirim?
Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.
Tama hayvanat bahçesine gittik.
Bu kapı çalışma odasına götürür.
Küçük oğlan hayvanat bahçesinde.
Doktor, karnım ağrıyor.
Tom bizi hayvanat bahçesine götürecek.
Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.
Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.
Dün hayvanat bahçesine kaç kişi geldi?
Hayvanat bahçesine gitmeyi mi yoksa sinemaya gitmeyi mi tercih edersin?
Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
Hayvanat bahçesine gitmek için sabırsızlanıyorum.
Bütün gün aynada kendine bakar.
Tom onu hayvanat bahçesine götürmemi istedi.
Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.
ve adil bir toplum olması gerektiği.
Shard of Glass binasının üstündeyiz.
Açıklıkta ne kadar kalırsa...
Tom aynı şekilde hissetti.
Hayvanat bahçesindeki maymunu gördüm.
Tom aynı şekilde düşünüyor.
Köpek yabancı adama hırladı.
Bu madde, katı haldedir.
Vücut strese uyum sağlar.
Hayvanat bahçesinde bir devekuşu gördüm.
Mide ağrıları geçti.
Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor.
Babam bizi dün hayvanat bahçesine götürdü.
O bana biraz yumurta likörü yaptı.
Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
Tom ve Mary aynı Meksika restoranında yemek yediler.
O, onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.
Tom, Mary'yi hayvanat bahçesine götürmemi istedi.