Examples of using "Várost" in a sentence and their turkish translations:
Birliklerimiz şehri ele geçirdi.
Bu şehirden nefret ediyorum.
- Bu şehri severim.
- Bu şehri seviyorum.
iddialı bir plan uyguluyoruz,
Kenti terk etti.
demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.
Bu şehri severim.
Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.
Bu şehri beğeniyor musun?
Şehri imha et.
ve o an, şehrin sökülmüş olduğu bir andı.
O, şehri iyi bilir.
Birçok şehir bombalar tarafından yok edildi.
Şehir düşman uçakları tarafından bombalandı.
Şehir deprem sebebiyle yıkıma uğradı.
Güçlü bir ordu şehri korudu.
Onlar her şehri fotoğraflamak istiyor.
Buradan tüm şehri görebiliriz.
Şehir 573'te kuruldu.
Burada, şehircilik esnek bir durumdur.
Onun yaşadığı şehri biliyor musun?
Bir nehir kasabayı bölüyor.
Kar şehri tamamen kapladı.
Tom'u aramak için şehrin her yerinde bulundum.
Tüm kasaba yangın tarafından harap edildi.
- Bütün şehir su tarafından mahvedildi.
- Bütün şehir su tarafından tahrip edildi.
Bu şehre Japon Danimarkası denir.
Birlik ordusu şehri bombaladı.
Terk edilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.
ve nihayet , nihayet, nihayet
- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.
Biraz boş zamanım vardı, bu yüzden şehri gezdim.
Şehir dışına çıkmanı istiyorum.
Sana şehri gezdireceğim.
Bu şehir savaştan sonra yeniden inşa edildi.
Bu tepeden bütün şehri görebilirsin.
Ordu kasabayı düşmana bıraktı.
Peki ya şunu söyleseydim: “Şuradaki kasabayı görüyorsunuz.
Şehri terk et.
Kasabayı niçin terk ettiğini kimse bilmiyor.
Kar bir gecede tüm şehri kapladı.
Onun kasabayı aniden terk etmesinin nedeni hala bir sır.
Fabrikamız bütün şehre süt tedarik etmektedir.
Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.
O, bu kasabayı oldukça iyi bilir.
tüm şehri ezbere bilmeniz gerekiyor ve buna 'Bilgi' deniyor.
Kente nasıl ulaşıyorum?
Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.
Tom Mary'nin kasabadan ayrılmayı planladığını bilmesi gerekiyor.
Şehir savaş sırasında hasar gördü.
Ama çok oyalanmasa iyi eder. Sürüsü, sabah trafiği başlamadan kasabadan ayrılmalı.
O meşguldü, ama bana şehri gezdirmek için zaman ayırdı.