Examples of using "Távoli" in a sentence and their turkish translations:
ve çoğu yasal bir yardıma çok uzaktaki
Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,
O, ona uzaktan akrabadır.
Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.
Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı;
Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri
Yeni Ay'ın karanlığı hâkimken... ...geceleyin gökyüzünü uzak galaksiler aydınlatır.
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.