Examples of using "Szemei" in a sentence and their turkish translations:
Mary'nin büyük gözleri var.
Tom'un gözleri nemliydi.
Gözleri sevinçten parıldıyordu.
Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.
Tom'un gözleri ekrana kilitlendi.
Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
Onun gözleri neşeyle parıldıyor.
Onun gözleri mavidir.
Kahverengi gözleri var.
- Onun gözleri safir gibidir.
- O, gök gözlüdür.
- Onun gözleri parlıyordu.
- Onun gözleri parladı.
- Gözleri, korkusunu açığa vurdu.
- Gözleri, korkusunu ele verdi.
Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.
Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.
Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.
Gözleri zümrüt gibi.
- Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- Doğru söyleyip söylemediğimi anlamak için beni iyice süzdü.
Sen böyle güzel ela gözlerin var.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.