Examples of using "Rizst" in a sentence and their turkish translations:
Pirinç yiyorum.
O pirinç yetiştirir.
- O biraz pirinç aldı.
- O biraz pirinç satın aldı.
Biz pirinç diktik.
Her gün pilav yiyor musun?
Pirinç kilo ile satılır.
Onlar çok pirinç yerler.
Tom pilav yaptı.
Babam pirinç yetiştirir.
Onlar pirincin tadına bakıyorlar.
Pirinci seviyorum.
Pirinç pilavını pişir.
Köylüler pirinç ekiyorlardı.
Köri pilavını severim.
Çiftçiler pirinç ekiyor.
Ülkende pirinç yer misiniz?
Pirinç bu alanda ekilir.
Pilavı pişirme şeklimiz budur.
Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
Pirinç bu alanda dikilecek.
Çoğu Japon her gün pilav yer.
- Ekmeği pirinçten daha çok severim.
- Ekmeği pilavdan daha çok severim.
Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.
Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.
Daha fazla tuz gerekip gerekmediğini görmek için pirincin tadına bak.