Examples of using "Hanem" in a sentence and their turkish translations:
olarak düşünmüyoruz, şöyle diyoruz:
Sebebi, çekiciliğe sürekli olarak
Onun teminatçısı.
Burası bir zaman makinesiydi.
çalışanlarından da vazgeçiyordu.
yürekten başlamak,
kamyon ve otomobik sürücüleri
Sıkı çalışarak gerçekleştirilir.
parasıyla.
ancak bilinçli bir yanlış bilgilendirme olduğunu ispatladık.
- Ben bir doktor değilim fakat bir öğretmenim.
- Ben bir doktor değil fakat bir öğretmenim.
Amerika ülke değil kıtadır.
aynı zamanda yoğunlaşıyor.
Hepimize şunu haturlatmak istiyorum ki
belli anlatı yapıları için de geçerli.
Asıl sihir okuyucunun zihninde gerçekleşiyor.
Bir muz kabuğu evreninde yaşıyoruz
O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.
her birimiz için, ebeveyn olarak, öğretmen olarak, yönetici olarak ve bugün burada
Uzun vadeli değişim için olmalı
Birkaç etkili ve ortak prensipte anlaşarak
iletişimimde de esas.
Üç ana elementten oluşuyor:
istemeyi ve onları şekillendiren
matematik ve yazım testleri de dâhil.
Bu bir hakaret değil, bu bir yorum.
Bu bir kedi değil, bu bir köpek.
Hayır, ben değil, ama sen!
Bu bir koç değil, keçi!
O bir yol değil fakat bir patika.
Şarkıcı değil, aktör.
Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
Bunlar balık değil, memeliler.
Yiyecek ve tarımdan bahsediyorum.
Ben ağlıyordum,
sihir numaralarını kullanarak dikkat, algı, aldatma ve özgür irade gibi
Bir problemi olduktan sonra uyumanız gerektiği söylenir
aniden yas tutan bir anne oluyorum.
hikâyelerden geçtiğini keşfettim.
büyükannemin hep söylediği bir söze geliyoruz.
daha çok bütün hissetmekle alakalı.
Kolaylaştıran şeylerden konuşmak istiyorum.
Daha çok şiir gibi olmalı,
aynı zamanda benim sanatımı mümkün kılan şey.
altyapımızdaki dirençten doğan düzelmeler.
"Facebook bir medya şirketi değil bir teknoloji şirketi."
bunu başkanlık makamında dile getiren
O sadece Fransızca konuşmaz aynı zamanda İngilizce de konuşur.
- Tom adalet değil, intikam istiyordu.
- Tom adalet istemiyordu, intikam istiyordu.
Benim adım Tom değil. O, John.
Yanılıyorsun. Ben kötümser değilim ama kuşkucuyum.
Yarasalar kuş değil memelidirler.
Bu bir özellik, bir hata değil.
Onun sempatiye değil ama desteğe ihtiyacı var.
Onu ben söylemedim, o söyledi.
Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.
ama eğer değişim yönünde motive etmek istiyorsak,
çünkü bu sivil bir durum, bir suç gözaltısı değil.
Pazarlık güçleri kadar ödeniyor
ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,
diğer toplumların haklarını ihlal etmeyi garanti eden ceza hukuku sistemi
aynı zamanda bu radyo yayınlarının da çoğalmasına yol açanlarla da.
bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.
beklenen yaşam süresi gittikçe düşüyor, artmıyor.
hayatları boyunca gurur duyacakları bir miras da olabilir.
Bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
iş hayatının hassas, dağınık ortamında başladı.
bu onların değil, bizim suçumuz.
Babam değil fakat amcamdır.
O benim oğlum değil, ama yeğenimdir.
Sadece balık değil aynı zamanda et de ye.
O, onun annesi değil kız kardeşidir.
Hayat mutlak bilim değil, bir sanattır.
- Ben sadece akıllı değil, aynı zamanda güzelim.
- Ben sadece zeki değil, aynı zamanda yakışıklıyım.
Suçlu Bob değil, onun ikiz kardeşi.
Bu senin değil, benim problemim.
O sadece İngilizce konuşmaz, o Fransızca da konuşur.
O benim kız kardeşim değil, o benim karım,
Okul için değil fakat yaşam için öğreniriz.
- Mary benim kız arkadaşım değil ama benim eşim.
- Mary kız arkadaşım değil fakat benim eşimdir.
40 yıl veya daha uzun bir süre.
durumun ciddiyetini anlayabiliriz.
Doğrusu, en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade
sadece çevrim içi değil, yüz yüze de görüşme fırsatımız olur.
gerçek, çantanı toplayıp çık tarzı bir seyahate.
Keyif, insanın rahatlaması değildir, dağılmasıdır.
saygı duymayan bir gösteri hazırladım.
"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."
neden oğullarını götürdüğünü de anladım
onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak,
Demokrasi ve toplum için de bir tehdit.
O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.
Bob sadece gitar değil aynı zamanda flüt de çalar.
Paraya değil, tavsiyene ihtiyacım var.
Bu benim şemsiye değil; O başka birininki.
Aşk sadece hissetmek değil aynı zamanda bir sanattır.